Vast majority of the violent attacks including the terrorist attacks are stored in the memory of the reader and the audience in the way it was covered by the mass media. Most of the studies show that societies perceive the attacks from the point of view of the media outlets. There is a direct relationship between the framing of the news and the perception of the society. The way a terrorist act is framed can influence the public opinion. Framing involves selecting particular aspects and angles of reality and privileging them in the description, the definition, the interpretation and the moral evaluation of the subject being covered. How to formulate and frame the news is important not only for influencing the perception of the public, but also to present objective news to the public. Objectivity is one of the main issues of the news media which is considered to be the hallmark of “good journalism”. It is one of the most important criteria for testing the reliability of the news. Although it is claimed that objectivity is a myth, formulating and framing news is an important sign that shows the independence and intention of the journalist. Especially in the first moments of a terrorist act, citizens generally refer to the news media as the first source of information. During these moments, framing the news is much more crucial. Even a few words are enough to set up a frame that can influence the public. This study examines the news coverage of British media during the first moments of the terrorist attacks at two mosques in Christchurch, New Zealand and questions the editorial choices of British newspapers. A discourse analysis was conducted on news coverage of the Christchurch Mosques across the British daily newspapers. The language, representation, discourse and constructed meaning used in the news are the focus of the study.

Terörist ve şiddet içeren saldırıların pek çoğu, okur ve izleyicinin hafızasında kitle iletişim araçlarının yayınlandığı şekliyle yer almaktadır. Pek çok çalışma, toplumların saldırıları medya kuruluşlarının bakış açısıyla algıladığını ortaya koymaktadır. Haberin çerçevelemesi ile toplum algısı arasında doğrudan bir ilişki bulunmaktadır. Bir terörist eylemin çerçevelenme şekli kamuoyunu etkileyebilir. Çerçeveleme, gerçekliğin belirli yönlerini ve açılarını seçmeyi ve bunları ele alınan konunun tanımı, tanımlanması, yorumlanması ve ahlaki değerlendirmesinde ayrıcalıklılaştırmayı içerir. Haberlerin nasıl formüle edileceği ve çerçeveleneceği, sadece toplumun algısını etkilemek açısından değil, aynı zamanda topluma nesnel haberler sunmak açısından da önemlidir. “İyi gazeteciliğin” nişanı olarak adlandırılan nesnellik, haber medyasının ana konularından biridir. Nesnellik, haberlerin güvenilirliğini test etmek için de en önemli kriterlerden biridir. Her ne kadar, haberlerde tarafsızlığın bir mit olduğu iddia edilse de, haberleri formüle etmek ve çerçevelemek gazetecinin bağımsızlığını ve niyetini ortaya koyan önemli bir işarettir. Özellikle bir terör eyleminin ilk anlarında, haber medyası genellikle vatandaşlar için ilk bilgi kaynağıdır. Bu anlarda, haberi çerçevelemek çok daha hayati önem arz etmektedir. Birkaç kelime bile kamuoyunu etkileyebilecek bir çerçeve oluşturmak için yeterlidir. Bu çalışma, Christchurch, Yeni Zelanda'daki iki camide terörist saldırıların ilk dakikalarında İngiliz gazetelerinin haberleri sunuş şeklini söylem analizi ile incelemekte ve İngiliz gazetelerinin editoryal seçimlerini sorgulamaktadır. Haberlerde kullanılan dil, temsil, söylem ve inşa edilen anlam çalışmanın odağını oluşturmaktadır.