XVI. Yüzyıl Türkçesi Eserlerinden Râhatu’n- Nüfûs’ta Eski Türkçe İzler

Author:

Number of pages:
1-18
Language:
Year-Number:
2018-Volume 13 Issue 12

Türkçenin ulaşılabilen en eski yazılı kaynakları VII. yüzyılda yazılan Orhun yazıtları ve yazmalı dönem olarak da tanımlanan ve XIII. yüzyıla kadar yaygın olarak yazılan Uygur metinleridir. Eski Türkçe, Türkler’in İslâmiyeti kabul etmeden önce Yukarı Yenisey, Orhun, Talas, Aral gölü, Maverâünehir, Moğolistan bozkırları, tarım bölgesi ve civarında kullandıkları Türk dilidir. Türklerin sosyal yaşamları, sosyo-ekonomik, sosyo-kültürel bakımdan ve inançları bakımından Eski Türkçe, iki ayrı saha olarak değerlendirilebilir: Kök-Türkçe ve Uygurca. Bu iki sahada, Batı Türkçesi (Oğuzca), yani Türkiye Türkçesinin izlerini Kök-Türkçede bulmak daha fazladır. Oğuzlar, Anadolu’da tam bir yerleşik hayata geçince bu yaşam tarzının gerektirdiği çok yönlü, farklı ve değişik fikir akımlarını benimseyerek dönemin kültür hayatına hem tercüme yaparak hem te’lif eserlerle Türk İslâm uygarlığını inşa etmişlerdir. Birçok ilmi sahada Türk Rönesans’ı yaşayan Oğuzlar, Oğuz lehçesini de ölçünlü bir dil seviyesine çıkarmayı başardılar. Râhatu’n-Nüfûs adlı eser, Gelibololu Mustafa Âlî tarafından yazılmış, cinsel sağlık konusunu anlatan bir bâh-nâmedir. Bâh-nâmeler’in ana teması ve fikir yapısı, cinsel sağlık, cinsel hastalıklar ve bu hastalıkların tedavisi için çözüm arayışlarıdır. Bu eserler, cinsel bilgiler içeren birer sağlık ansiklopedileridir. Bāh-nāmeler, bir bakıma geleneksel tedavi yöntemlerinin bilimsel tedavi yöntemlerine evrilmesidir. Bu eserler, ayrıca beden bakımı ve temizliğinin sağlıklı bir yaşam için gerekliliğine ve önemine de değinmektedir. Bāh-nāmelere ansiklopedik bir husus kazandıran; botanik, zooloji, farmakoloji, halk sağlığı ve genel kültür gibi çok zengin disiplinlerle bāh-nāmelerin ilişkili olmasıdır.

Keywords


The oldest accessible Turkish written sources are the Orkhon Inscriptions dating back to 7th century and the widely used Uighur texts during the period which is known as the writing period until 13th century. The term ‘Old Turkish’ refers to the language which was used around Upper Yenisey, Orkhun, Talas, Aral Sea, Transoxiana, Mongolian moorlands and agricultural areas, before acceptance of Islam. With the regard of the Turks’ social correspondence, socio-economic and socio-cultural existence and beliefs, Old Turkish can be studied in two different scientific areas. These are Gokturk language and Uighur language. Comparing those two languages, the traces of west Turkish, in other words Oghuz language, are more accessible in the Gokturk language. After Oghuz tribe started the permanent settlement in Anatolia, by internalizing versatile and different movements of thoughts required by that new lifestyle, they built the Turkish-Islamic civilization by both making translations and writings contributing to the cultural life of that time. Experiencing a Turkic renaissance in various scientific areas, Oghuzs managed to catch the Oghuz dialect up to a standard language. The work named as Râhat’un-Nüfûs is a book which takes the sexual health into consideration, is written by the Mustafa Ali from Gallipoli (Gelibolulu Mustafa Ali). It is a literally bâh’name which is a genre that is about sexual health.

Keywords

Article Statistics

Number of reads 1,103
Number of downloads 693

Share

Journal of Turkish Studies
E-Mail Subscription

By subscribing to E-Newsletter, you can get the latest news to your e-mail.