Latifi Tezkiresine Göre XVI. Yüzyıl Osmanlı Türkçesinde Düzlük-Yuvarlaklık Uyumu

Author:

Number of pages:
627-648
Language:
Year-Number:
2016-Volume 11 Issue 10

Türkçenin yazılı tarihi incelendiğinde, ünlü dizimi bakımından iki önemli kuralın etkili olduğu görülmektedir. Sözcük kök ve gövdelerinde yer alan ünlüler bu iki kurala göre dizilmektedirler. Bunlardan biri kalınlık-incelik ya da önlük-artlık uyumu olarak adlandırılan, ilk edebi metinlerden bugüne kadar kurallaşmış olarak gelen, sözcük ünlülerinin ya tamamen kalın ya da tamamen ince olmasına dayanan uyumdur. İkincisi ise düzlük-yuvarlaklık veya dudak uyumu denilen, Eski Anadolu Türkçesi döneminden sonra kurallaşmaya başlamış, sözcüğün ilk hece ünlüsünün düzlüğü ve yuvarlaklığına göre takip eden hece ünlülerinin nasıl olması gerektiğini belirleyen uyumdur. Ünlülere dayalı, daha çok Batı Türkçesinde genelleşmiş görünen ikinci kurala göre Türkçe bir sözcüğün ilk hecesinde düz ünlü varsa diğer hecelerin ünlüleri de düz; ilk hecede yuvarlak ünlü varsa takip eden hecenin ünlüsü ya düz-geniş ya da dar-yuvarlak olmak zorundadır. Genel kanı olarak düzlük-yuvarlaklık uyumunun varlığından söz etmek ancak XVII. yüzyılda yazılmış bazı batılı dilcilerin eserlerine bakılarak mümkün görünmekte ve bu uyumun Türkçede oluşmaya başlama tarihi XVII. yüzyıl olarak belirtilmektedir. Bu çalışmada XVI. yüzyılda yazılmış olan Latifi Tezkiresi incelenmiş ve düzlük-yuvarlaklık uyumunun XVI. yüzyılda yazıya aksedecek boyutta olduğu, uyumun konuşma dilinde daha erken bir dönemde başladığı ve eserin yazıldığı dönemde daha ileri bir merhalede bulunduğu ispatlanmaya çalışılmıştır.. Düzlük-yuvarlaklık uyumu bakımından değerlendirmeye tabii tuttuğumuz metin, Rıdvan CANIM tarafından Latin harflerine aktarılmıştır. CANIM, bu metni Latifi’nin 1546’da tamamladığı eserinin beş nüshasını karşılaştırarak oluşturmuştur. Büyük bir emeğin ve titiz bir çalışmanın ürünü olan CANIM’ın “LAtîfî Tezkiretü’ş-şu’arâ ve Tabsıratü’n-nuzamâ (İnceleme-Metinler)” adlı eseri taranarak düzlük-yuvarlaklık uyumuna aykırı bütün biçim birimleri ayıklanmış, ayrıca bu biçim birimlerinin seyrek olarak uyuma girmiş şekilleri varsa onlar da çıkarılarak değerlendirilmiştir. Elde edilen veriler ışığında bu eserde ve eserin yazıldığı dönemde düzlük-yuvarlaklık uyumunun hangi aşamada olduğuyla ilgili bazı sonuçlara varılmıştır.

Keywords


When the written history of Turkish is been examined, it is seen that two important principles are effective in terms of vowel syntagm. Vowels which are located in base and stem are arranged according to these two principles. One of them is the harmony which is called palatal harmony, the harmony which has been made into a rule from the first texts to today’s, the harmony in which the vowels of the words are based on the vowels back or front. The second one is the harmony which is called labial harmony, the harmony which was made into a rule after the period of the Old Anatolian Turkish, the harmony which determines how the first vowels of the word must be in terms of the vowels of the syllable, unrounded or rounded to follow. According to the principle based on vowels, which is generalized in the Western Turkish, if there is an unrounded vowel in the first syllable of a Turkish word, the vowels of the other syllables of the word to follow will be unrounded; if there is a rounded vowel in the first syllable, the vowels to follow will be an unrounded-wide vowel or a narrow-rounded vowel. There are few words which are Turkish, and which do not fit to this principle in Turkish. Consequently, talking about the existence of the labial harmony is possible when some works of Western linguists, written in the 17th century, are examined. In this study, the collection of biographies of Latifi, written in the 16th century, is examined, and we make an attempt to prove that the labial harmony began to appear in the written language of the 16th century, and that this harmony had began to appear in the spoken language earlier, and it was advanced in the period when the text had been written. The text which is examined in terms of the labial harmony is transferred in Latin alphabet by Rıdvan CANIM. CANIM formed this text by comparing and contrasting the five copies of the work, completed by Latifi in 1546. CANIM’s work, named “Latifi Tezkiretü’ş-şu’ara ve Tabsıratü’n-nuzama (İnceleme-Metinler)”, the product of great efffort and careful study, is scanned, and all the morphemes staying out of the labial harmony are found, and also these morphemes that are adapted to this harmony, if any, are found and examined. In the light of this information, we reach some results related to the stage in which the labial harmony took part in this work and in the period in which it was written.

Keywords

Article Statistics

Number of reads 922
Number of downloads 388

Share

Journal of Turkish Studies
E-Mail Subscription

By subscribing to E-Newsletter, you can get the latest news to your e-mail.