Eşikteki Erkek(lik): ÇC Hikayesinin Erkek(lik)lerine Psikanalitik Bir Yorum

Author:

Number of pages:
329-346
Language:
Year-Number:
2016-Volume 11 Issue 4

Kadın ve erkek nedir? Dünyanın var olduğu andan itibaren özel bir tür üreme sisteminde biyolojik kategoriler olarak ortaya çıkan bu iki kavram arasındaki ayrım, toplum tarafından ve kültürel bakımdan ayrıntılandırılır. Zira cinsellik, sadece biyolojik değildir; cinsler arası ilişkilerin yaratıldığı, örgütlendiği, ifade edildiği, yönlendirildiği, kadın ve erkek olarak bilinen toplumsal varlıkların yaratıldığı, iki cinsin ilişkilerinin, rollerinin belirlendiği toplumsal bir süreçtir. Eserlerinde bireyin eskiyen masallarının söküklerini onarmaya çalışan Murathan Mungan, Son İstanbul adlı öykü kitabında kadınlık ve ‘erkeklik’in, biyolojik/doğuştan kaynaklanan ayrım dışındaki yansımalarını metinleştirir. Bambaşka gerçeklik öğelerinin evreninde bireysel farkındalıkların somutlandığı iki öykünün yedi parçaya ayrılan dünyası, şimdiden geçmişe dönük bir akışta tüm değerlerin sarsıntısı üzerinde kuruludur. Son İstanbul eserinde yer alan ve dört alt bölümden oluşan ÇC adlı öyküde, yaşama/yaşamına anlam katamayarak/katmasına izin verilmeyerek kendisine sunulanları yani ‘kendi olması’ gerekenlerini değil olan’ları yaşayan karakterlerin ruhsal ve bedensel paramparçalığı ve yarınsızlığı anlatılır. Erkek bedeni içinde olma erkek(lik)’in toplumsal ve bireysel olarak algılanışı farklıdır. Kişi cinsiyetine bağlı olarak yaşarken toplumun benimsediği ve oluşturduğu ahlaki kuralların değişmez özellikleri vardır. Birey yaşarken bu toplumsal ahlaki öğretilere bağlı kalır ‘aynı olmak’ hiçbir sorun teşkil etmezken ‘farklı olmak’ kabullenişi zorlaştırır. Eserde, biyolojik olarak erkek olan ancak ruhen kadın hisseden ve erkeklik algısı ile ilgili sıkıntıların sembolü olan bu karakterler, içe doğru çevrilmiş, araştırıcı gözle yüzleştikleri bir eşiktedirler. Bu eşikte ardlarına dönerek kendileriyle ve toplumla hesaplaşırlar; normlardan kurtulmanın olanaksızlığını algılayan bu bireyler için yaşam çıkmazlaşır; değişimsizlik ve edimsizlik yaşanan bunaltıyı daha da derinleştirir. Psikanaliz ve edebiyat arasındaki sıkı ilişki eseri anlama ve yorumlamada yol gösterici bir özelliğe sahiptir. Freud, keşfettiği bilinçdışının çalışma düzeneğini ise düş çözümlemeleriyle ortaya koymaya çalışır. Freud’a göre düşler bastırılmış gizli arzuların uğradıkları sansürlerden dolayı yoğunlaşma, yer değiştirme, çarpıtma ve simgeleme yoluyla kişilik değişimi olarak ortaya çıkmasıdır. Bilinçdışı arzular, oluşumlar, düşlerin gizli içeriğini, bu gizli içeriğinin, arzularının bireyin bireyin bilincinin işleyiş düzenekleriyle değişerek arzulanabilir, anlatılabilir hale geldiği düşlerin açık içeriğini oluşturur. Bu bağlamda, sanatçının eserini yaratırken bilinçdışının, hayallerinin ve bastırılmış arzularının etkisinde kaldığı aşikârdır. Sanatçılar, eserlerinin konularını ya kendi iç dünyalarının, bastırılmış duygularının etkisi altında, kendilerine özgü bir şekilde ya da eski destanlardan mitlerden alınan, elde mevcut konulardan yararlanarak, Jung’un deyimiyle, kolektif bilinçdışının etkisi altında yaratırlar. Eser incelenirken onu yazardan ayrı düşünmemek ve yazar hakkında da bilgi sahibi olunarak ikisini bir bütün olarak değerlendirmek gerekir. Yazar, eserini kaleme alırken kendinin bile farkında olmadığı arzularını, bastırdığı duygularını kaleme alır ve eser psikanalitik olarak ele alındığında, çoğu yazar elde edilen bulguların doğruluğunu onaylamayarak, bu duyguların varlığını inkâr eder. Asıl önemli olan da budur: Yazar kendi bile farkında olmadığı duyguları bir şekilde eserine taşır ve psikanalitik çözümlemenin amacı da yazarın bile fark etmediği bu gizli kalmış duyguları metni irdeleyerek gün yüzüne çıkarmaktır. Çalışmada Murathan Mungan’ın ÇC hikâyesini kurgularken yarattığı karakterlerin yaşam serüvenleri ve tercihleri, hayal ettikleri ile yaşadıkları, geleceği yönlendiren geçmişleri ve şimdiki zamanları psikanalitik kuram normları çerçevesinde aktarıldı. Birey olmanın dayanılmaz tecrübeleri ve yaşantılarını imgesel olarak kurgulandığı öyküde kavram incelemesi yapıldı.

Keywords


What is male and female? The biological world exists from the moment the categories that emerged as a special kind of reproductive system the distinction between these two concepts, and culturally by the community detailed. Because sexuality is not just biological; in relations between the sexes when it was created, that was able to organize, it is stated, directed, and where men and women known as social assets are created, the relations of the two sexes, is a social process where roles are defined. Trying to repair ripped the old tale of the i

Keywords

Article Statistics

Number of reads 874
Number of downloads 388

Share

Journal of Turkish Studies
E-Mail Subscription

By subscribing to E-Newsletter, you can get the latest news to your e-mail.