Önceden-Belirlenmiş Kategoriler Yoktur – Dilin Betimlenmesi ve Tipoloji İçin Sonuçları

Author:

Number of pages:
915-928
Language:
Year-Number:
2015-Volume 10 Issue 12

Dilbilgisinin yapısal kategorileri (klitik, ek, birleşik sözcük, sıfat, zamir, yönelme durumu, özne, edilgen, çift ünlü, koronal) dilbilimciler ve dil edinimi esnasında çocuklar tarafından varsayılmak zorundadır. Bu kategoriler yalnızca önceden belirlenmiş bir listeden seçilmek zorunda kalınsaydı, bu daha kolay bir iş olurdu. Bununla birlikte, böyle bir listenin varsayılabilmesine yönelik olarak sunulan öneriler hala ağırlıklı olarak Latince ve İngilizce dil bilgisel geleneğe bağlıdır. Böylece, betimleyici dilbilimcilerin, bütün dillerle ilgili olarak Boas’ın özel dile özgü kategorileri var sayma yaklaşımını benimsemekten başka seçeneği yoktur. Kuramcılar buna karşı sık sık direnirler, fakat karşılaştırmalı dilbilim çalışmaları, oldukça sınırlı bir durumdaki olası doğuştan kategoriler üzerinde birleşmemektedir. Tersine, nerdeyse yeni betimlenmiş her dil, var olan taksonomilere nerdeyse hiç uymayan bazı yeni ‘çılgın’ kategoriler sunar. Önceden belirlenmiş kategoriler için geçerli kanıt olmamasına rağmen, dilbilimciler hala, Tagalog dilindeki ang- öbeği bir özne mi yoksa konu mudur, Almancadaki er bir zamir mi yoksa bir belirleyici midir, Mandarin Çincesindeki mülkiyet kelimeleri sıfat mı yoksa fiil midir veya Romencedeki belirli artikel bir klitik mi yoksa son ek midir, gibi kategori tartışmalarıyla sık sık uğraşırlar. Dil betimlemesi için önceden belirlenmiş kategorilerin olmaması, bu tür soruların anlamsız olduğunu göstermektedir. Dilbilimcinin işi, gözlemlenen kategorileri şu anda kullanılan popüler kategorilerin içine uygun bir biçimde koymak yerine, olguları olabildiğince ayrıntılı bir biçimde betimlemektir. Tipoloji için önceden belirlenmiş kategorilerin olmaması, karşılaştırmanın kategori temelli değil substans temelli olması gerektiği sonucunu da doğurur. Çünkü kategorilerin tersine substans evrenseldir. Bu anlamda, bu substans görüşü yaygın bir biçimde kullanılan terminoloji (isim-tamlayan dizilimi, fiil-nesne dizilimi vs.) ile dolaylı olarak kabul edilmesine rağmen, Greenbergçi yaklaşımda açıkça tanınmıştır.

Keywords


Structural categories of grammar (such as clitic, affix, compound, adjective, pronoun, dative, subject, passive, diphthong, coronal) have to be posited by linguists and by children during acquisition. This would be easier if they simply had to choose from a list of pre-established categories. However, existing proposals for what such a list might be are still heavily based on the Latin and English grammatical tradition. Thus, descriptive linguists still have no choice but to adopt the Boasian approach of positing special languageparticular categories for each language. Theorists often resist it, but the crosslinguistic evidence is not converging on a smallish set of possibly innate categories. On the contrary, almost every newly described language presents us with some "crazy" new category that hardly fits existing taxonomies. Although there is thus no good evidence for pre-established categories, linguists still often engage in category-assignment controversies such as Is the Tagalog ang-phrase a subject or a topic? Is German er a pronoun or a determiner? Are Mandarin Chinese property words adjectives or verbs? Is the Romanian definite article a clitic or a suffix? A consequence of the non-existence of pre-established categories for language description is that such questions are pointless. Instead of fitting observed phenomena into the mould of currently popular categories, the linguist's job is to describe the phenomena in as much detail as possible. A consequence of the non-existence of pre-established categories for typology is that comparison cannot be category-based, but must be substance-based, because substance (unlike categories) is universal. This has been recognized in the Greenbergian approach, though it is often hidden by widely practiced terminology ("noun-genitive" order, "verb-object" order, etc.).

Keywords

Article Statistics

Number of reads 535
Number of downloads 352

Share

Journal of Turkish Studies
E-Mail Subscription

By subscribing to E-Newsletter, you can get the latest news to your e-mail.