Âşık Paşa’nın Garîb-Nâme’sinde İnsan Bedeniyle İlgili Benzetmeler

Author:

Number of pages:
165-187
Language:
Year-Number:
2009-Volume 4 Issue 2

Âşık Paşa 1272 yılında Kırşehir civarındaki Arapkir’de doğmuştur. İdarenin zayıfladığı, Moğol zulmünün giderek arttığı, idari kargaşa ve çekişmelerin yoğun olduğu bir dönemde dünyaya gelmiştir.Çocukluğundan ölümüne kadar bu olaylar içinde bir ömür sürmüştür. O dönemde Kırşehir, bir çok bakımdan önemli kültür merkezlerinden biri durumundadır. Âşık Paşa bu çevrede yetişir. Elvan Çelebi O’nu, iç ve dış güzelliğe sahip, ahlakı ile gönülleri avlayan, ilim, akıl ve ferâset sahibi biri olarak tanıtır. Türk diline kimsene bakmaz ıdı Türklere hergiz gönül akmaz ıdı…. Tâ ki mahrûm kalmaya Türkler dahı Türk dilinde anlayalar ol Hakı söyleyişiyle, Türkçe konusunda Genç Kalemler’e kadar uzanan bir yolun temellerini atarak Türk milletine başka bir boyutuyla da hizmet veren bu büyük sanatkâr, eserinde insan vücudunu ilikten deriye kadar ele alıp çeşitli benzetmeler içerisinde anlatır. Klasik Türk şairlerine göre insan, Tanrı biliminin bir parçası ve sanatının kusursuz bir eseridir. Hatta evrenin göz bebeğidir. Âşık Paşa’nın ifadesiyle evrende var olan her şey aslında onda gizlidir. Evrendeki bütün varlıklar Tanrı’nın varlığına, birliğine, yaratma gücüne ve sanatkârlığına önemli bir delildir. Bunların içerisinde en büyük delil ise insanın yaratılışıdır. Bu bakımdan insan bedeni sırla dolu, evrendeki en büyük ibret belgesidir. İnsan bedeni eserde, gizli hazine, saray, içinde yüce ve bayağı âlemi gizleyen bir mescit, hizmetkârları, toprak, su, ateş ve yel olan bir sultan, değirmende sürekli öğütülen bir buğday tanesi gibi benzetmeler içinde ele alınmakta, arka planda ise çoğu zaman birlik ve işbirliğinin önemini vurgulayan öğütler içermektedir. Âşık Paşa’nın bu benzetmeler içerisinde bedeni türlü özellikleriyle ifade ederken -manevi yön ağır basmakla birlikte- sosyal hayata da sık sık vurgu yaptığı görülmektedir. Garîb-nâme’de beden temelli fakat çoğu zaman din ve tasavvuf düşüncesi çerçevesinde, günümüzün de vazgeçilmez unsurlarından biri olan işbirliği, birlikte hareket etmenin gerekliliğine işaret edilmektedir. Biz bu makalemizde Garîb-nâme’den hareketle Âşık Paşa’nın insana, insan bedenine bakışını değerlendirirken, şairin duygu ve düşünce dünyasını, hayata bakışını “beden” kavramı çerçevesinde ortaya koymaya çalışacağız. Ayrıca, dönemin sosyal, siyasal hayatının bu anlatım biçimindeki etkisini de belirlemeye gayret edeceğiz.

Keywords


Âşık Paşa was born in Arapkir, a nearby town of Kırşehir. He was born at a period when the central administration of the state was weak, Mongols’ cruelty was gaining speed, the administrative chaos and conflicts were so common. He lived a life full of these unwanted events, beginning from his childhood to his death. At that time, Kırşehir was one of the most important cultural centers in many ways. Âşık Paşa was brought up in such a social environment. Elvan Çelebi portrayed him as somebody with inner and exterior beauty, attracting people’s hearts with his moral principles, having wisdom and scholarship Türk diline kimsene bakmaz ıdı Türklere hergiz gönül akmaz ıdı…. Tâ ki mahrûm kalmaya Türkler dahı Türk dilinde anlayalar ol Hakı With that utterance, this great craftsman, who rendered service to Turkish Nation in a new dimension, by establishing a new way outstretching to young authors with regards to the use of Turkish language, portrays human body with the use of many imageries ranging from bone marrow to human skin. Human being, according to Turkish poets, is a part of the science of God and an excellent piece of God’s art. Fault is apple of the eye of the universe. As Âşık Paşa suggested, every thing coming into existence in the universe is actually hidden within God. Each of the assets in the universe is an important evidence for God’s power to make something out of nothing, for God’s being unique and existence, and God’s craftsmanship. Among those, the biggest evidence is the creation of human being. With this regard, human being is the biggest source to take lesson from in the universe. Human body is portrayed with such comparisons as hidden treasure, palace, a small mosque covering up almighty and ordinary universe, manservant, soil, water, a sultan with fire and wind, a grain of wheat milled in a grinder again and again. In the background, it mostly contains advice suggesting the importance of cooperation and unity. As Âşık Paşa portrays human body with such comparisons and with various features, it is possible to see that he frequently highlighted the social life though the spiritual side had the priority. In Garîb-nâme, he highlighted cooperation, which is considered to be one of the most indispensable issues even todays, the necessity of cooperation to have a synergy, within the frame of mostly religion, mysticism and body. As we examine Âşık Paşa’s viewpoint to human, human body from Garîb-nâme’s point of view, we attempt to reveal the author’s feelings and judgments, his look to life within the frame of body. In addition to that, we will also attempt to determine the effects of the social and political life of that time on his manner of telling.

Keywords

Article Statistics

Number of reads 798
Number of downloads 315

Share

Journal of Turkish Studies
E-Mail Subscription

By subscribing to E-Newsletter, you can get the latest news to your e-mail.