Tarih boyunca, insanların beslenme ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla avcılık önemli bir rol oynamıştır. Su kenarlarında yaşayan topluluklar, balık avlayarak geçimlerini sağlamış ve bu canlılarla derin bir bağ kurmuşlardır. Balık avcılığı, yalnızca bir besin kaynağı olmanın ötesinde, birçok kültürde sembolik anlamlar taşımaktadır. Bu bağlamda, birçok inanç sisteminde bereket ve doğurganlık sembolü olarak kabul edilen balık, Türk kültüründe mitolojik hikayelerde ve geleneklerde önemli bir yer edinmektedir. Türk mitolojisinde balık, yaşamın kaynağı, bereket ve yeniden doğuşun sembolü olarak bilinmektedir. Aynı zamanda, su ve yaşam arasındaki derin bağı temsil ederken, doğanın döngüselliğini de simgelemektedir. Balık figürü, zaman içerisinde sanatın önemli bir unsuru haline gelmiştir. Özellikle Selçuklu ve Osmanlı çini ve seramiklerinde dekoratif motifler olarak yer almaya başlamıştır. Günümüz Türk seramik sanatçıları arasında dikkat çeken balık figürü, İlgi Adalan, Zehra Çobanlı, Saadettin Akgün, Semih Kaplan, Muhammet Aliyev ve Ergün Arda gibi sanatçılar tarafından eserlerinde sıkça kullanılmaktadır. Bu sanatçılar, balık figürünü çeşitli temalarla ilişkilendirerek toplumsal farkındalık yaratmayı ve çevresel duyarlılığı ön plana çıkarmayı hedeflemektedir. Bazı sanatçılar, bu figürü soyut biçimlerde kullanarak, geleneksel kalıpların ötesine geçerken, diğerleri denizaltı dünyasının estetik unsurlarını eserlerine entegre ederek derin anlamlar kazandırmaktadır. Balık figürü, sanatçıların eserlerinde estetik bir öğe olarak yer alırken, aynı zamanda kültürel ve sembolik derinlik katmaktadır. Sanatçılar, balık figürünü farklı teknikler ve estetik anlayışlarla yorumlayarak bu kültürel mirası gelecek nesillere taşımaktadır.
Throughout history, hunting has played a significant role in meeting people's nutritional needs. Societies living near water have made their living from fishing and have formed a deep bond with these creatures. Fishing has symbolic meanings beyond simply being a source of food, and in many cultures, fish are considered symbols of fertility and abundance. In this context, fish, considered a symbol of prosperity and rebirth, hold a significant place in Turkish culture, both in mythological stories and traditions. In Turkish mythology, fish are known as the source of life, fertility, and renewal. They also represent the deep connection between water and life and symbolize the cyclical nature of the world. Over time, the fish figure has also become a significant element in art. It frequently appears in decorative motifs, particularly in Seljuk and Ottoman ceramics and tile art. Among contemporary Turkish ceramic artists, fish figures frequently appear in the works of artists such as İlgi Adalan, Zehra Çobanlı, Saadettin Akgün, Semih Kaplan, Muhammet Aliyev, and Ergün Arda. These artists aim to raise social awareness and emphasize environmental sensitivity by associating the fish figure with various themes. Some artists utilize this figure in abstract forms, breaking away from traditional patterns, while others integrate aesthetic elements of the underwater world into their works, adding deeper meaning. While the fish figure serves as an aesthetic element in their works, it also adds cultural and symbolic depth. By interpreting the fish figure with different techniques and aesthetic approaches, artists pass on this cultural heritage to future generations.
By subscribing to E-Newsletter, you can get the latest news to your e-mail.