Yeni Adana ve Türksözü Gazetelerinin Verileri Doğrultusunda 1934 Tarihli Soyadı Kanunu Uygulamaları ve Adana’daki Yansımaları

Author:

Number of pages:
1373-1397
Language:
Türkçe
Year-Number:
2025-Volume 20 Issue 2

Kişinin varlığına bağlı ve kişiyi diğerlerinden ayıran genel ve özel hususiyetleri kendi içinde ifade eden bir kelime olan soyadı, Atatürk döneminde modern bir ulus devlet yaratmak ve milli bir kimlik oluşturmak amacıyla atılan adımlardan biri olmuştur. Soyadı uygulaması ile Batı toplumlarında olduğu gibi aile reisinin alacağı ve ondan sonra gelen aynı aileye mensup bireylerin de kullanabileceği öz Türkçe bir soyadının seçilmesi ve bu şekilde gündelik yaşamda karşılaşılan karışıklıkların önüne geçilmesi amaçlanmıştır. Aynı zamanda dil inkılabının ve Medeni Kanunun bir parçası olan Soyadı Kanunu 21 Haziran 1934 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde kabul edilmiştir. Kanunun kabulünden sonra Türk Dili Araştırma Kurumu’nun hazırladığı öz Türkçe soyadı listesi vatandaşlara kolaylık olması amacıyla ulusal ve yerel basında yayımlanmıştır. 26 Kasım 1934’te de Soyadı Kanununun tamamlayıcısı olan ve Türk toplumunda ayrıcalık yaratarak eşitsizliğe neden olan ağa, bey, efendi, paşa, hacı, hafız, molla, hanımefendi vb. üstünlük bildiren ve bir sınıf farkı anlayışını ortaya çıkarabilecek kullanımlar kaldırılmıştır. 2 Ocak 1935 itibarıyla yürürlüğe girecek kanuna bütün yurtta olduğu gibi Adana’da da büyük ilgi gösterilmiş, insanlar bu tarihten evvel soyadı alma yarışına girmiştir. Bu durum karışıklıklara neden olmuş, kanunun maddelerine netlik kazandırmak ve nasıl uygulanacağını belirtmek amacıyla 24 Aralık 1934’te Soyadı Nizamnamesi yayınlanmıştır. Yerel Adana basını hem kanun maddelerini hem de nasıl uygulanacağını anlatan nizamnameye ilişkin detayları yayınlayarak vatandaşların soyadı seçimlerine yardımcı olmaya çalışmıştır. Bu çalışma, kanunun yerel düzeyde uygulanma sürecini ve ailelerin soyadı seçimlerini Yeni Adana ve Türksözü gazetelerinin verileri doğrultusunda betimlemeyi amaçlamaktadır.

Keywords


The surname, which is a word that expresses the general and special characteristics associated with a person's existence and distinguishes him or her from others, was one of the steps taken during the Atatürk era to create a modern nation-state and establish a national identity. The purpose of the surname practice was to choose a Turkish surname that would be taken by the head of the family, as in Western societies, and that could be used by the members of the same family after him in order to avoid confusion in daily life. The Surname Law, which was also part of the language reform and the Civil Code, was passed by the Turkish Grand National Assembly on June 21, 1934. After the law was passed, a list of Turkish surnames prepared by the Turkish Language Research Council was published in the national and local press for the convenience of citizens. On November 26, 1934, as a complement to the Surname Law, the usages such as agha, bey, efendi, efendi, pasha, haci, hafız, mullah, madam, etc., which were complementary to the Surname Law and caused inequality by creating privileges in Turkish society, were abolished. In Adana, as in the rest of the country, there was great interest in the law, which was to come into force on January 2, 1935, and people rushed to take surnames before that date. This caused confusion, and the Surname Regulation was published on December 24, 1934, to clarify the articles of the law and specify how it would be implemented. The local Adana press tried to help the citizens choose their surnames by publishing both the articles of the law and the details of the regulation explaining how it would be implemented. This study aims to describe the process of the law's implementation at the local level and the surname choices of families using data from Yeni Adana and Türksözü newspapers.

Keywords

Article Statistics

Number of reads 8
Number of downloads 24

Share

Journal of Turkish Studies
E-Mail Subscription

By subscribing to E-Newsletter, you can get the latest news to your e-mail.