Öz
Haçlı Seferleri yaklaşık 200 yıl boyunca Anadolu ve Orta Doğu`yu kan gölüne çeviren, tarihte eşi benzeri görülmemiş kitlesel bir harekettir. Binlerce insan ne ile karşılaşacaklarını bilmeden kendilerine vaat edilenlere inanarak yola çıkmışlardır. Bu harekatta İspanya Müslümanlarına karşı elde ettikleri başarılar çok etkili olmuştur. Aynı başarıyı Kutsal Topraklar`da da göstereceklerine inanan çoğunluğu yaya olan bu insanların önemli bir kısmı yollarda hayatını kaybetmiş, bir kısmı da köle tüccarlarının eline düşmüştür. Seferler arasında başarılı olan tek sefer birinci seferdir. Kudüs`ü Müslümanlardan almak için kilometrelerce yol gelen askerler, pek çok kayıptan sonra bu amaçlarına ulaşmışlardır. Elbette bu başarıda o dönemde Anadolu`ya hâkim olan Türk İslâm dünyasının kendi iç sorunlarıyla uğraşması da etkilidir. Bu sayede Haçlılar büyük zorluklarla karşılaşmadan güneye inebilmiştir. 1147`de başlayan ikinci seferin sebebi Musul Atabeyi İmâdeddîn Zengî`nin 1144`te Urfa`yı Haçlıların elinden almasıdır. 4 Temmuz 1187’de Selâhaddîn Eyyubî komutasındaki Müslümanlar Hıttin’de Kudüs Haçlı Krallık ordusuna karşı başarı sağlamış böylece Kudüs yeniden Müslüman hâkimiyetine girmiştir. Bu haberin Avrupa’ya ulaşmasıyla Avrupa’da yeni bir sefer hazırlığı başlamıştır. 1187/9 civarında gerçekleştirilecek olan üçüncü sefer sırasında doğuda Selâhaddîn Eyyubî liderliğinde İslâm birliği sağlanmış durumdadır. Avrupa ise kendi içinde büyük sorunlar yaşamaktadır. Sefer için yapılan hazırlıklar içerisinde kendi aralarında saldırmazlık anlaşmaları yapmak, yeni vergiler koymak, asker toplamak için yeni yollar denemek sayılabilir. Çalışmamızda bu konunun ayrıntılarına değinilecektir.
Abstract
The Crusades are an unprecedented mass movement in history that has turned the Middle East and Anatolia into a bloodbath for nearly 200 years. Thousands of people, not knowing what they will encounter, set out believing in what was promised to them. The successes they achieved against the Muslims of Spain during these travels were very effective. A significant part of these people, mostly pedestrians, who believed that they would achieve the same success in the Holy Land, lost their lives on the roads, and some fell into the hands of slave traders. The only successful expedition between expeditions is the first expedition. The soldiers, who traveled many kilometers to take Jerusalem from the Muslims, achieved this goal after many losses. Of course, the fact that the Turkish Islamic world, which dominated Anatolia at that time, dealt with its own internal problems is also effective in this success. In this way, the Crusaders were able to go south without encountering great difficulties. The reason for the second expedition, which started in 1147, was that İmâdeddîn Zengî, Atabey of Mosul, took Urfa from the Crusaders in 1144. A new expedition was organized based on this news that shocked Europe. On July 4, 1187, Muslims under the command of Saladin Ayyubi defeated the army of the Crusader Kingdom of Jerusalem at Hattin and took Jerusalem back under Muslim rule. During the third expedition to be carried out around 1187/9, Islamic unity was ensured in the east under the leadership of Saladin. Europe, on the other hand, has major problems within itself. The preparations for the campaign included making non-aggression agreements among themselves, imposing new taxes, and trying new ways to recruit soldiers. In our study, the details of this subject will be discussed.
By subscribing to E-Newsletter, you can get the latest news to your e-mail.