Türk Sinemasında Bir Özgürlük Alanı Olarak İntihar: Anayurt Oteli (1987), Eşkıya (1996), Dedemin İnsanları (2011) ve İşe Yarar Bir Şey (2017) Filmlerine Dair Bir İnceleme

Author:

Number of pages:
1177-1193
Language:
Türkçe
Year-Number:
2024-Volume 19 Issue 3

Sinema yaşam ve ölüm arasındaki çizgiyi ele almada oldukça usta bir sanat olarak ifade edilebilir. Bu nedenle içerisinde hem mutluluk hem de melankoli barındıran bir sanat olan sinema, özellikle ölüm ve intihar kavramlarını çok yönlü ele alabilme yetisi ile öne çıkmaktadır. Sıklıkla ölüm ve intihar olumsuz bağlamlarla sinema evrenine eklemlenirken bu durum kimi zaman farklı şekilde de beyaz perdeye aktarılabilmekte ve tam zıttı olarak işlev gösterebilmektedir. Söz konusu Türk Sineması olduğunda da intihar kavramının çok yönlü ve alternatif anlatılarla bütünleştiği görülmekte ve intiharın bazı yapımlarda bir son olarak değil kişisel bir özgürlük ve faillik alanı olarak sinema perdesine yansıdığı düşünülmektedir. Bu bağlamda bu çalışmanın amacı Türk Sineması özelinde intihar kavramına dair bir perspektif ortaya koymak ve intiharın bir son değil kişisel bir kurtuluş aracı olarak görüldüğüne dair bir pencere açmaktır. Bu çerçevede Anayurt Oteli (1987), Eşkıya (1996), Dedemin İnsanları (2011) ve İşe Yarar Bir Şey (2017) filmleri amaçlı örneklem yöntemiyle belirlenmiştir. İlgili yapımların tercih edilmesinin temel nedeni bu çalışmada bahsi geçen argüman ile uyumlu nitelikler göstermeleridir. Bahsi geçen filmler Üç Aşamalı İntihar Kuramı çerçevesinde ele alınmış ayrıca sosyolojik ve felsefi bir bakış açısıyla incelenmiştir. Sonuç olarak Türk Sinemasında ismi geçen filmler özelinde ölüm ve intihar kavramlarının alışılagelmiş anlatılardan farklı olarak ele alındığı görülmüş ve intiharın bir son olarak değil kişisel bir kurtuluş ve özgürlük alanı olarak film iklimine aktarıldığı gözlemlenmiştir.

Keywords


Cinema can be described as an art that is quite adept at handling the line between life and death. For this reason, cinema, which is an art that contains both happiness and melancholy, stands out especially with its ability to handle the concepts of death and suicide in multiple ways. While death and suicide are often incorporated into the cinematic universe with negative contexts, this situation can sometimes be transferred to the screen in a different way and function as its opposite. When it comes to Turkish Cinema, it is thought that the concept of suicide is integrated with multifaceted and alternative narratives, and suicide in some films is reflected on the screen not as an end but as a personal space of freedom and agency. In this context, the main concern of this study is to present a perspective on the concept of suicide in Turkish Cinema and to open a window to the fact that suicide is not seen as an end but as a means of personal liberation. In this context, the films Anayurt Oteli (1987), Eşkıya (1996), Dedemin İnsanları (2011) and İşe Yarar Bir Şey (2017) were selected through purposeful sampling method. The main reason for choosing these movies is that they show qualities compatible with the argument mentioned in this study. The aforementioned films were analyzed through the Three-step Theory of Suicide and also examined from a sociological and philosophical point of view. As a result, death and suicide were handled differently from the conventional narratives in Turkish Cinema, and suicide was conveyed to the film climate not as an end but as a personal liberation and freedom.

Keywords

Article Statistics

Number of reads 59
Number of downloads 94

Share

Journal of Turkish Studies
E-Mail Subscription

By subscribing to E-Newsletter, you can get the latest news to your e-mail.