Bu çalışmada, Dünya Bankası, Birleşmiş Milletler ve TÜİK gibi kurumlar tarafından toplanan bazı sosyo-ekonomik istatistiklerle birlikte TÜBİTAK tarafından da desteklenen bir araştırma projesinde toplanan kısmi verilerin analizinin sonuçlarını sunuyorum. Birincil veriler, 2009 yılında bir araştırma projesi kapsamında Türkiye genelinde 10 ilin idari sınırları içindeki 90 köyden rastgele seçilen 1424 hane reisi ile yüz yüze görüşülerek gerçekleştirilen bir anketten elde edilmiştir. Bulgular, Türkiye'deki küçük ölçekli aile çiftliklerinin çoğunun, aile üyelerinin büyük şehirlere göç etmek ve oralarda zaten kıt olan işleri aramak yerine kendi arazilerinde çalışabilecekleri için, kendi kendilerini istihdam etmenin bir yolu olarak tanımlanabileceğini göstermektedir. Gerçekten de bu aile çiftliklerinin çoğu, genellikle çok düşük aylık gelirler elde etmekte, borç içinde bulunmakta ve diğer gelir kaynaklarından aktardıkları finansal kaynaklarla çiftçilik faaliyetlerine devam edebilmektedir. Nitekim aile fertlerinin alternatif işgücü maliyetleri de hesaba katıldığında, çiftçiliği sürdürmek ekonomik anlamda bir anlam ifade etmemektedir. Ayrıca, tarım arazilerinin büyüklüklerinin, hem yıllık işletme gelirleri hem de kabul edilen tarımsal yeniliklerle pozitif yönlü ilişkileri olduğu bulunmuştur. Son olarak, bulgular aynı zamanda Türkiye genelinde kırsal alanlarda genç nüfusta süregelen bir azalma ve giderek yaşlanan bir nüfus olduğunu da göstermektedir. Bu bulgular, tarımsal üretimin önemli girdi maliyetlerini teşkil eden akaryayakıt ve gübre fiyatlarındaki son dönemdeki çarpıcı artışlar ve diğer bazı sosyo-ekonomik göstergelerdeki değişimlerle birlikte değerlendirildiğinde, Türkiye'nin yakın gelecekte ciddi gıda güvenliği sorunlarıyla karşı karşıya kalma olasılığının oldukça yüksek olduğunu göstermektedir.
In this study, I present the results of the analysis of partial data collected in a research project supported by TUBITAK, along with some socio-economic statistics collected by institutions such as the World Bank, United Nations and TurkStat. The primary data come from a questionnaire carried out through face-to-face interviews with 1424 household heads, who were randomly selected in 90 villages within the administrative borders of 10 provinces accross Turkey in 2009 as part of a research project. The findings indicate that most of the small-sized family farms in Turkey can best be described as a way of employing oneself for their owners, as the families’ members could work on their lands rather than migrating into large cities and looking for already scarce jobs. Indeed, most of these family farms were generally earning very low monthly incomes, in debt, and only able to continue farming activities by financial transfers from their other income resources. Indeed, when the alternative costs of labor of family’s members were taking into account, it did not make any economic sense to keep up farming. It was also found that the size of agricultural land was positively associated with both annual farms incomes and adapted agricultural innovations. Finally, the findings also show that there was ongoing depopulation of young people and an increasingly aging population in rural areas accross Turkey. When these findings are considered together with recent dramatic increases in prices of agricultural inputs, including fuel and fertilizers, as well as some other socio-econpmic indicators, they suggest that Turkey is quite likely to face serious food security problems in the near future.
By subscribing to E-Newsletter, you can get the latest news to your e-mail.