Ihlara Vadisi, Ihlara ve Belisırma’nın Bizans Dönemi Yerleşim ve Sosyal Yapısı Üzerine Görüşler

Author:

Number of pages:
285-326
Language:
Türkçe
Year-Number:
2021-Volume 16 Issue 7

Aksaray ilinin Güzelyurt (Karbala/Gelveri) ilçesine bağlı Ihlara (Irhala) Vadisi Orta Çağ’da Kappadokya’nın önemli bir Hıristiyan yerleşimidir. 1. yüzyıldan itibaren Kappadokya’da Hıristiyan cemaatin varlığı bilinse de Kappadokya 3. yüzyılda Hıristiyanlığın önemli bir merkezi olmuş, bölgedeki dini yaşam özellikle 4. yüzyılda Kappadokyalı üç büyük kilise babası Nazianslı Gregorios, Nyssalı Gregorios ve Kayseria’lı Büyük Basileios ile şekillenmiştir. Büyük Basileios Bizans Manastır sisteminin de temelini oluşturan Kapadokya’daki ilk kenobitik manastırları kurmuştur. Büyük Basileios her ne kadar Kappadokya ve Anadolu’da manastır hareketinin kurucusu olarak kabul edilse de bölgedeki manastır varlığını destekleyecek herhangi bir yazılı belge günümüze ulaşmamıştır. Bölgedeki manastırların varlığı mimari verilerden hareketle ortaya konmaya çalışılmıştır. İyi organize olmuş, kaliteli işçilik sergileyen ve bir kilise içeren yapı toplulukları manastır olarak tanımlanmış, Kappadokya’nın sadece keşişler tarafından yerleşilen bir manastır bölgesi olduğu özellikle seyyahlar ve bölgede erken dönemde çalışan araştırmacılar tarafından kabul edilmiştir. Benzer bir genelleme ile 14 km uzunlukta kuzeybatı-güneydoğu doğrultusunda kıvrımlı bir şekilde uzanan Ihlara Vadisi de korunaklı, inzivaya çekilmeye uygun yapısından ve vadi boyunca yamaçlara oyulmuş çok sayıdaki kilise, kilise ile bitişik yapı toplulukları ve ibadet mekanlarının varlığından dolayı bir “manastır yerleşimi” olarak tanımlanmıştır. Ancak Kappadokya’da son yıllarda yürütülen çalışmalar manastır olarak tanımlanan yapı topluluklarının aslında bölgede var olan aristokrat, soylu ya da güçlülerin (dynatoi) birer konutu, bunları içeren yerleşimlerin ise farklı karakterler sergileyen yerleşimler olduğunu ortaya koymuştur. Ihlara Vadisi’nin Ihlara ve Belirsırma yerleşimlerinde yürüttüğümüz çalışmalar da manastır olarak kabul edilen kayaya oyma yapı topluluklarının, vadideki varlıkları kilise duvar resimlerindeki yazıt ve bani portreleri ile desteklenen soylulara ait konutlar olduğunu düşündürmüştür. Bu nedenle bu çalışmada Ihlara ve Belisırma yerleşimlerindeki kiliselerin duvar resimleri, yazıtları ve yeni tespit ettiğimiz kayaya oyma yapı toplulukları bir bütün olarak değerlendirilmiş, vadideki manastır olarak tanımlanan yapı topluluklarının manastır olup olmadıkları sorgulanarak vadinin yerleşim yapısı üzerine yeni görüş ve öneriler sunulması hedeflenmiştir.

Keywords


The Ihlara Valley (Peristremma), located in Güzelyurt (Karbala/Gelveri) district of Aksaray, is an important settlement of Cappadocia for the Christians of medieval period. Although the Christian presence in Cappadocia was well-known since the 1st century, it was in the 3rd century when the region became the important centre of Christianity and the religious living was shaped by the three Cappadocian fathers, namely Gregory of Nazianzos, Gregory of Nyssa and Basil the Great, bishop of Caesarea. Basil the Great founded the first cenobitic monasteries of Cappodocia which also underpinned the Byzantine monastic system. Although he was the founder of monasticism both in Cappadocia and Anatolia, there exist no written primary sources directly indicating the presence of monasteries in the region. The presence in question was tried to be demonstrated by archeological data. Finely carved, well-organized complexes with churches attached were identified as monasteries. Besides, early travelers and early scholars visiting Cappadocia characterised it as a ‘monastic region’ only inhabited by monks. Within a similar generalisation Ihlara Valley, with its 14 km length and northwest-southeast direction, was also defined as a monastic settlement as well because of its natural land form suitable for seclusion and because of the density of many churches, complexes and other religious spaces. The recent studies in the region, on the other hand, discuss that such complexes were actually the mansions of the aristocrats and the powerful (dynatoi) resident in Cappadocia. Our research in Ihlara suggested that the rock-cut complexes were indeed the residences of the elite whose presence was certified by the wall paintings and the donor portraits in the churches of the valley. In this present study, we aim to make an assessment on the wall paintings, inscriptions and newly-found complexes of the Ihlara and Belisırma settlements. Furthermore, by examining the actual entities of the complexes that were formerly identified as monasteries, we intend to discuss new remarks and suggestions on the settlement pattern of these setlements.

Keywords

Article Statistics

Number of reads 462
Number of downloads 577

Share

Journal of Turkish Studies
E-Mail Subscription

By subscribing to E-Newsletter, you can get the latest news to your e-mail.