Uluslararası ticaretin deniz yolu ile yapıldığı Osmanlının son dönemlerinde bulaşıcı hastalıkların da en yaygın bulaşma ve taşınma yolunu yine deniz ulaşımı oluşturmaktaydı. Bu nedenle bulaşıcı hastalıklardan korunma amacı ile İzmir iline bağlı Urla ilçesinde bulunan bir ada, karantina adası olarak düzenlenerek kullanılmıştır. İzmir kent merkezine otuz km mesafede kentin batısında bulunan Urla Karantina Adası dünyada bu amaçla yapılmış tesislerin önemli bir örneğidir. Ada’da ilgili bölge koruma kurulu tarafından tescillenerek koruma altına alınmış olan yirmi adet yapı bulunmaktadır. İzmir ilinin Urla ilçesine bağlı olan ada ilçenin kuzeyinde kıyıdan 500 m açıkta bulunmaktadır. Sonradan denize yapılmış olan dolgu yol ile ulaşılmakta olan ada iki tepenin birleşmesinden oluşan bir topoğrafyaya sahiptir. Adaya “tahaffuzhane” binaları ilk olarak 1865 yılında inşa ettirilmeye başlatılmıştır. Urla Karantina Adasındaki yapı topluluğu aracılığıyla bulaşıcı hastalık görülen gemilerin karantina sürelerini geçirmeleri, hastaların tedavilerinin yapılması ve gerekli diğer sağlık önlemlerinin alınması işlemleri yapılmıştır. Osmanlı İmparatorluğu döneminde Fransızlara inşa ettirilen yapıların tasarımında, uygulamasında ve malzeme seçiminde Fransız mimarlar etkin olmuştur. Bu çalışmanın amacı, günümüzde de gündemde olan bulaşıcı hastalıklarla mücadele süreci için Osmanlı İmparatorluğu zamanında inşa ettirilmiş olan Urla Karantina Adasının özgün işlevinin öneminin vurgulanması, korunması gereken tarihi ve mimari değere sahip yapıların özelliklerinin belirlenmesi, dönemin karantina uygulamaları hakkıda çıkarımlar yapılmasıdır.
In the last period of the Ottoman Empire, when international trade was carried out by sea, the most common way of transmission and transportation of infectious diseases was also sea transportation. For this reason, an island in Urla district of Izmir province was organized and used as a quarantine island for the purpose of protection from infectious diseases. Urla Quarantine Island, which is located thirty kilometers from Izmir city center to the west of the city, is an important example of the facilities built for this purpose in the world. There are twenty buildings on the island that have been registered and taken under protection by the relevant regional conservation board. The island, which is connected to Urla district of İzmir province, is located 500 m offshore in the north of the district. The island, which can be accessed by the fill road built into the sea, has a topography consisting of the joining of two hills. “Tahaffuzhane” buildings on the island were first started to be built in 1865. Through the building community on Urla Quarantine Island, ships with infectious diseases passed the quarantine period, treated the patients and took other necessary health measures. It was built by the French during the Ottoman Empire. French architects have been effective in the design, application and material selection of the buildings. The aim of this study is to emphasize the importance of the unique function of Urla Quarantine Island, which was built during the Ottoman Empire for the fight against infectious diseases, which is still on the agenda today, to determine the characteristics of the buildings with historical and architectural value to be protected, and to make inferences about the social and economic structure of the period.
By subscribing to E-Newsletter, you can get the latest news to your e-mail.