Rönesans ile birlikte gelen çağdaş yaşam pratikleriyle “gerçek” işlenebilir bir hale dönüşmüştür. Bu işlevsel gerçeklik ekranlar aracılığı ile oluşturulan toplumsallaşma simülasyon evreninin doğmasına neden olmuştur. Simülasyon evreninde göstergeler üretilebilinir bir haldedir. Bu üretilebilinir gerçeklik ise kendini iletişim teknolojileri ekranlar aracılığıyla görünür kılmaktadır. Bu nedenle çalışmanın örneklemini gelecek dünyanın distopik bir somutlaştırmasını yapan ve bunu ekranlar aracılığıyla aktaran Black Mirror dizisi oluşturmaktadır. Dizide simülasyon evrenindeki göstergeler yeniden üretim halindedir. Çalışma, Jean Baudrillard'ın simülasyon kuramı ile sınırlandırılmıştır. Bu bağlamda araştırmamız da örneklem olarak kullandığımız Black Mirror dizi serisi de tam da bu noktada teknolojinin ilerlemesiyle beraber yaşanan iletişim teknolojilerindeki gelişmelerin insanlığı nasıl etkilediğini gözler önüne sererek bugüne ve geleceğe ayna tutmaktadır. Dizi, insanların hayatlarını kolaylaştırdığı iddia edilen teknolojinin, aslında bu hayatları nasıl çevrelediğini ve yok ettiğini ekranlara taşımaktadır. Black Mirror dizisi tam olarak modern dünyada simülasyon evrenin de her şeyin ikizinin yapıldığı işlenmiş bir gerçekliği yaşayan ve bu şekilde toplumsal belleği oluşturan bireylerin teknolojinin gelişmesiyle birlikte bunun birleşiminden doğabilecek sonuçları bize aktarmıştır. Çalışmada dizinin üç sezonunda yer alan bölümler seçilmiştir. Bu bölümlerden The Entire History Be Right Back ve Nosedive bölümleri göstergebilimsel analiz yöntemiyle incelenmiştir. İnceleme sonucunda dijital çağın görünmeyen yüzü üzerine bulgular ortaya konulmuştur. Araştırma, teknolojinin gelişimi ile beraber doğabilecek olası sorunları irdeleyerek distopik bir geleceği sorgulayıp sonuçlar öngörmüştür.
With the modern life practices that came with the Renaissance, the ‘real’ as turned into a processable form. This functional reality has led to the emergence of the socialization simulation universe created through screens. Indicators can be produced in the simulation universe. This reproducible reality makes itself visible through communication technology screens. For this reason, The Black Mirror series, which makes a dystopian concretization of the future world and conveys it through screens, is the sample of the study. In the series, the indicators in the simulation universe are in reproduction. The study is limited by Jean Baudriallards simulation theory. In this context, The Black Mirror; series, which we used as a sample in our research, reveals how the developments in communication technologies have affected humanity with the advancement of technology at this point and mirrors the present and the future. The series shows how technology, which is believed to make people's lives easier, actually surrounds and destroys these lives. The Black Mirror series conveys the results of the combination of technology and psychology in the simulation universe where everything is twinned. The episodes in the three seasons of the series were selected in the study. Among these chapters, The Entire History, Be Right Back, and Nosedive chapters are analyzed using a semiotic analysis method. As a result of the examination, findings were presented on the invisible face of the digital age. The research has predicted results by questioning a dystopic future by examining the possible problems that may arise with the development of technology.
By subscribing to E-Newsletter, you can get the latest news to your e-mail.