Niğde-Bor’da Sivil-Dini Mimarlık Örneği: Ahmet Kuddusi Konutu & Çilehanesi

Author:

Number of pages:
427-435
Language:
Türkçe
Year-Number:
2021-Volume 16 Issue 1

Çilehaneler Türk-İslam tasavvuf geleneği ile birlikte mimarlık tarihi açısından önemli bir yapı grubunu oluşturmaktadır. Tarikat yapıları, camiler, türbeler içerisinde veya bağımsız olarak inşa edilmiş olan çilehaneler, Türk-İslam mimarlık tarihinde, halvethane, halvet odası olarak da adlandırılmıştır. İslam dininin gerekliliklerini idrak etme, Allah’a yakınlaşma ve dini sorumlulukları yerine getirmekle beraber bu olguları dert edinmek suretiyle tarikat mensupları, bu hücrelerde belirli mertebeye erişmeyi amaçlamaktadır. Dini şahsiyetlerin doğduğu, yaşadığı ve vaktini geçirdiği konutlar, halk tarafından hürmet ve saygı duyulan mekânlardandır.  Bor’da Anadolu’nun yetiştirdiği büyük mutasavvıf ve divan şairlerinden olan Ahmet Kuddusi’ye ait bir konut mevcuttur. Ahmet Kuddusi Nakşibendi Tarikatı’na mensup iken ilerleyen yıllarda Kadiri Tarikatı’na bağlanmıştır. Uzun süre Tokat, Mekke ve Medine gibi şehirlerde yaşadıktan sonra tekrar Bor’a dönmüş ve bu konutta ölümüne kadar olan süreçte inziva hayatı yaşamıştır. İçerisinde çilehane biriminin de yer aldığı konut, Ahmet Kuddusi’nin dini kişiliği sayesinde sivil mimarinin boyutunu din ile daha fazla ilişkilendirmiş, bu sebeple konutun tamamının çilehane olarak anılmasına vesile olmuştur. Ahmet Kuddusi’nin, şahsı, tasavvufi görüşleri ve eserleri pek çok çalışmada incelenmiş olmasına rağmen, yaşadığı konut mimari açıdan ilk kez bu çalışmayla ele alınmıştır.  Bir selamlık, bir çilehane ünitesi, bir hamam, bir kuyu ve iki su ünitesinden müteşekkil olan konut, Bor’un manevi dokusuna, kentsel belleğine, dini ve sivil mimari birikimine katkı sağlamış, Anadolu Türk mimarisi içerisinde de özgün bir yer edinmiştir.

Keywords


Suffering houses (Çilehane) constitute an important building group in terms of architectural history together with the Turkish-Islamic Sufi tradition. In the history of Turkish-Islamic architecture, suffering house, built in tariqat buildings, mosques, tomb or as an independent building are also called as the house of seclusion (halvethane), the room of seclusion (halvet odası). By understanding the requirements of the religion of Islam, approaching Allah and fulfilling their religious responsibilities, the members of the tariqat aim to reach a certain rank in these cells by taking care of these facts. Residences where religious figures were born, lived and spent their time are among the places that are respected by the public. In Bor, there is a residence belonging to Ahmet Kuddusi, one of the great sufi and divan poets raised by Anatolia. While Ahmet Kuddusi was a member of the Tariqat of Naqshbandi, in the following years he was joined in the Tariqat of Kadiri. After living in cities such as Tokat, Mecca and Medina for a long time, he returned to Bor again and lived a life of seclusion in this residence until his death. Thanks to Ahmet Kuddusi's religious personality, the residence, in which the suffering house unit is located, has associated the dimension of civil architecture with religion more, and for this reason, the entire residence has been called as Çilehane. Although Ahmet Kuddusi's personal, mystical views and works have been examined in many studies, the residence he lived in was addressed for the first time in terms of architecture with that study. The residence consisting of a selamlik (a room for men), a suffering room, a bath, a well and two water units contributed to Bor's spiritual texture, urban memory, religious and civil architectural heritage and gained a unique place in Anatolian Turkish architecture.

Keywords

Article Statistics

Number of reads 734
Number of downloads 1,047

Share

Journal of Turkish Studies
E-Mail Subscription

By subscribing to E-Newsletter, you can get the latest news to your e-mail.