Düşünceye baskı, engelleme, sansür ve nihayetinde yok etme, Türkiye siyasi ve sosyal tarihinde sıklıkla yaşanan uygulamalardan bir tanesidir. 1923-1945 yılları arasında CHP’nin yönettiği tek parti döneminde sansür ve düşünceye baskı sıradan ve olağan olmuştur. Bu deneyime dayanarak özellikle 27 Mayıs 1960, 12 Mart 1971, 12 Eylül 1980 ve 28 Şubat 1997 tarihli darbe dönemlerinde yapılanlar geçmiş uygulamaları aratmaz, her darbe diğerinden daha iyisini yapmak için adeta birbiriyle yarışır. Türkiye’de, 12 Eylül 1980 Darbesi’nin ilk yıllarında, 1983 yılında, bu dönemde sosyolojinin merkezi olan İstanbul Üniversitesi’nde, inanması güç bir sansür uygulamasının örneği yaşanmıştır. Resmi kayıtlarda 1960 tarihinde Hilmi Ziya Ülken yönetiminde ikinci cilt/seri/dizi olarak kabul edilen dönemin son sayısı olarak 1967-1968 yılına ait 21-22. Sayı ile bitirilen İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Dergisi’nin; tasarlanmış ve basılmış, fakat yayınlanmamış bir sayısı ortaya çıkmıştır. “Kayıp Dergi” olarak adlandırdığımız bu sayının; 1983 yılında “23-24. Sayı” şeklinde birleştirilmiş bir sayı olarak tasarlandığı, ancak prova baskının yapılarak bu şekilde bırakıldığı/kaybedildiği ve/veya sadece metinlere ait kapakları takılmadan basılmış tüm sayfaların sansüre uğrayarak yok edildiği tahmin edilmektedir. Her on yılda bir darbelerle veya darbe girişimleriyle karşılaşan Türkiye’de, darbecilerin tercih ettiği uygulamalardan bir tanesi muhalefeti ve farklı yaklaşımları susturmak, düşüncelerin yayılmasını engellemek, eleştiriyi önlemek ve mevcut fikirleri etkisiz kılmak için düşünceyi baskılamak ve sansürlemektir. Bugüne değin unutulmuş olan “Kayıp Dergi” ve hikâyesi; Türkiye’nin sosyoloji, sansür ve düşünce tarihinin gizli kalmış bir olayına ışık tutar.
Pressure on thought, blocking, censorship and destruction in the end, Turkey is one of the applications that are often experienced in the history of political and social. Censorship and pressure on thought had became ordinary and commonplace in the single-party period between 1923-1945 years that CHP’s managing time. Especially during the coup periods activities of May 27, 1960, March 12, 1971, September 12, 1980 and February 28, 1997 doesn’t look like past applications, each coup try to be better then before. In Turkey, 12 September 1980 military coup early years, in 1983, at the Istanbul University which is the center of sociology in this period, there has been an example of a censorship hard to believe. The last issue of the period, which was accepted as the second volume/series under the administration of Hilmi Ziya Ülken in 1960 in official records, was the 21-22. But now there was found that Journal of Sociology of the Istanbul University Faculty of Letters, has an issue that has been designed, but has not been published. This issue, which we call “Lost Journal” that was designed in 1983 as a 23-24 issue of Journal of Sociology of the Istanbul University Faculty of Letters, but the proof print was made and left/lost like this and/or it is estimated that all pages printed without the cover of the texts are censored and destroyed. When every ten years experience with coups or coup attempts in Turkey, one of the applications preferred by coup plotters is that suppression and censorship for prevent the spread of ideas, silence opposition and different approaches, prevent criticism and available existing ideas. Heretofore forgotten “Lost Journal” and its story; sheds light on a hidden event in the history of sociology, censorship and thought.
By subscribing to E-Newsletter, you can get the latest news to your e-mail.