Yönetimde Merkezileşmenin Bir Etkeni Olarak Salgınlar

Author:

Number of pages:
703-721
Language:
Turkish
Year-Number:
2020-Volume 15 Issue 4

Salgın hastalıklar, tarihin her döneminde insanların kitleler halinde ölümüne yol açmış ve ulusal sağlığın, güvenliğin ve refahın sessiz düşmanları olmuşlardır. Salgın hastalıkların yönetimi tıbbi bir olgu gibi algılansa da, sürekli ve kısıtlayıcı tedbirlerle desteklenmedikçe başarılı olamayacağı aşikârdır. Özellikle 19. yüzyılda kapitalist pazar ilişkilerinin gelişmesi ile yaygınlaşan ve siyasal iktidarın varlığını tehdit eden salgınlara karşı gerekli önlemlerin alınması, modern devletin temel önceliği haline gelmiştir. Bu rasyonalite çerçevesinde karantina uygulamaları başta olmak üzere nüfusun sağlığını korumaya yönelik tedbirler, merkezileşmenin güçlenmesine ve sağlık teşkilatlarının kurulmasına öncülük etmiştir. Bu çalışma, toplumsal düzenin bozulduğu salgın dönemlerinde devletin siyasal iktidarının nasıl büyüdüğünü tarihsel bir perspektifle Almanya eksenli olarak Kıta Avrupası, İngiltere, ABD ve Türkiye örnekleri üzerinden incelemektedir. Neoliberal politik düşünceye dayalı atomistik bireycilik ve minimal devlet anlayışının hâkim olduğu ABD ve İngiltere gibi devletlerde bile bu tür kriz dönemlerinde merkezileşme eğilimlerinin ağır bastığı görülmektedir. Bu bağlamda çalışmada, yönetimde merkezileşme eğilimlerini tetikleyen etkenlerin başında salgınların geldiği ileri sürülmektedir. Koronavirüs salgını, devletin virüsle mücadelede dijital teknolojilerin verdiği imkânlarla (akıllı telefonlar, yapay zekâ destekli yazılımlar, dronlarla ateş ölçme, veri analitiği gibi) toplumsal kontrol ve gözetim işlevini her zamankinden fazla kullanabilecek mekanizmalara sahip olduğunu göstermiştir. Aynı zamanda salgın, sağlık hizmetlerinin bir maliyet unsuru değil, kamusal refahın bir önkoşulu ve ekonomik büyümeye katkıda bulunan bir yatırım olduğu görüşünü perçinlemiştir.

Keywords


Epidemics that cause mass death of people in all periods of history are the silent enemies of national health, safety and welfare. Although the management of epidemic diseases is perceived as a medical phenomenon, it is obvious that it will not be successful unless it is supported by continuous and restrictive measures. Taking necessary precautions against epidemics, that became widespread especially in the 19th century with the development of capitalist market relations and threatened the existence of political power, has become the main priority of the modern state. Measures taken to protect the health of the population within this rationality, especially quarantine practices, have led to the strengthening of centralization and the establishment of health organizations. This study examines to how grew the state's political power in the period of epidemics that disturbing social order, from a historical perspective through the example of the UK, USA and Turkey, with a focus on Germany. Even in states such as the USA and the UK, where atomistic individualism based on neoliberal political thought and minimal state understanding are prevalent, centralization tendencies dominate during such crisis eras. In this context, it is argued in the study that epidemics are one of the leading factor that trigger centralization tendencies in government. The coronavirus epidemic has depicted that the state has mechanisms to use social control and surveillance more than ever, with the capabilities of digital technologies (such as smartphones, artificial intelligence-assisted software, taking temperature with drone, data analytics) to combat the virus. At the same time, the epidemic reinforced the view that health care is not a cost component, but a prerequisite of public welfare and an investment that contributes to economic growth.

Keywords

Article Statistics

Number of reads 466
Number of downloads 323

Share

Journal of Turkish Studies
E-Mail Subscription

By subscribing to E-Newsletter, you can get the latest news to your e-mail.