Dil, insana özgü olağanüstü ve en önemli yeteneklerden biridir. İnsanlar arasında iletişimi sağlamasının yanında dil, bireylerin dünyayı anlamlandırması, kullanıcıları üzerinde bir etki oluşturması ve onlar arasında bir kültürel değer yaratması vb. gibi bireysel ve toplumsal içermeleri olan bir dinamik yapıdır. Dinamik olması dilin mutlak ve kesin olmayacağına yani onun belirsiz de olabileceğine gönderimde bulunur. Belirsizlik diğer bir ifadeyle muğlaklık, nesnelerin ve kavramların bir dilsel ilişkide ifade edilmemiş karmaşıklığına işaret eder. Bu araştırma, edebi metinlerde ve sosyal yaşamdaki çeşitli olgularda muğlaklığın izini sürmeyi ve muğlaklığın sosyal ilişkileri nasıl şekillendirdiğini anlamlandırmayı amaçlamaktadır. Araştırmanın örneklemini, seçilmiş edebi metin örnekleri ve sosyal ortamlarda yaşanmış farklı nitelikteki olaylar oluşturmaktadır. Elde edilen veriler, nitel araştırma yöntemlerinden betimsel ve içerik analiziyle çözümlenmiş ve yorumlanmıştır. Dilde muğlaklık, göndergesel ve dilbilgisel düzeyde gerçekleşir. Göndergesel muğlaklık, dilsel göstergenin (signe linguistique) gösterilen (signifié) alanıyla ilişkilidir. Bireyler, yaşamı süreleri boyunca edindikleri zihinsel tasarımlar aracılığıyla olgu ve olayları anlamlandırırlar. Anlam farklılıklarının olduğu alanlarda belirsizlikler şekillenir. Dilbilgisel muğlaklık ise dilsel bir birimin iki ya da daha fazla anlam taşımasıdır. Dilbilimsel açıdan belirsizlik, belirsizliğin yapıda ya da sözcük birimde görünmesine bağlı olarak yapısal belirsizlik (structural ambiguity) ya da söz dizimsel belirsizlik (syntactic ambiguity) ve sözlüksel belirsizlik (lexical ambiguity) olarak ortaya çıkar. Her iki durumda da muğlaklık, iddia edilenin aksine dilin kendi içsel yapısından kaynaklanan bir durum olmayıp doğrudan bireylerin dilsel kullanımları sonucu beliren bir niteliktir.
Language is one of the most extraordinary and important abilities unique to man. In addition to providing communication between people, human language is dynamic from a social-individual point of view and let individuals make sense of the world, create an impact on their users and design a cultural value among them. The fact that it is dynamic refers to the fact that the language will not be absolute and precise, that it can also be ambiguous. Uncertainty, in other words, ambiguity refers to the unspecified complexity of objects and concepts in a linguistic relationship. This research aims to trace ambiguity in literary texts and various cases in social life and to make sense of how ambiguity shapes social relations. The sample of the research consists of selected literary texts and events of different nature in social settings. The data obtained were analyzed and interpreted through descriptive and content analysis, one of the qualitative research methods. The ambiguity in the language occurs at a referential and grammatical level. The referential ambiguity is related to the area “signified” (signifié) of the linguistic signs (signe linguistique). Individuals make sense of facts and events through mental designs they have acquired during their lifetime. Uncertainties are shaped in areas where there are differences in meaning. Grammatical ambiguity is that a linguistic unit has two or more meanings. Linguistic uncertainty occurs as structural ambiguity or syntactic ambiguity and lexical ambiguity depending on whether ambiguity appears in structure or word unit. In both cases, ambiguity, contrary to what is claimed, is not a situation arising from the internal structure of the language, but is a feature that appears directly as a result of the linguistic use of individuals.
By subscribing to E-Newsletter, you can get the latest news to your e-mail.