Tanzimat Devri ile başlayıp, Cumhuriyetin ilanı ile devlet kurumları ve toplumsal yapıyı da içerecek şekilde devam eden batılılaşma hareketinin öznelerinden birisi de müzik olmuştur. Öz müziğimiz olarak kabul edilen Türk Halk Müziğinin, dahil olmaya çalıştığımız yeni medeniyet dairesindeki esaslara uygun bir şekilde işlenmesi idealine bağlanan anlayış ve uygulamalarda, öz müziğimizin öz çalgısı olarak kabul edilen bağlamanın da kaçınılmaz olarak bu müziğin baş aktörü konumuna geldiği görülmüştür. 1940’lı yıllarda kurulan “Yurttan Sesler” Topluluğu ve ondan yaklaşık 35 sene sonra kurulmuş olan Türk Müziği konservatuarlarındaki uygulamalar, resmi icrâ kurumundaki anlayışın, akademideki teorik ve pratik çerçeveyi şekillendirmesi şeklinde olmuştur. Bu uygulamalardaki temel yaklaşıma baktığımızda, “tavır” kavramı etrafında vucüt bulmuş, yerel, ezgisel ve ritmik yapıların, tezene vuruşlarında stilize edilmesi esasına göre düzenlenmiş bir anlayışın meselenin odağında yer aldığını görebiliriz. Başlangıçta, çalgı topluluğunun omurgasını oluşturan bağlamaların, bir düzen içerisinde birlikteliklerinin sağlanması yönüyle de gerekli ve önemli bir adım olarak kabul edebileceğimiz bu anlayış, ilerleyen zaman içerisinde dogmatik bir inanç ve ideoloji biçimine bürünmüştür. Bu anlayışın olası olumsuz etkileri ile de, “arabeskçi”, “kısa sapçı”, “şelpeçi” “gelenekselci”, “Neşetçi” gibi farkı tür, ekol ya da yörelere odaklanan bağlama icrâcılarının, kendilerinin dışındaki uygulamalara kendilerini kapatarak ya da yok sayarak, bir tren katarındaki kompartıman misali bir ayrışmayı beraberinde getirdiğini söyleyebiliriz. Eğitim ve icrâda oluşmuş olması gereken doğrultu tutarlığının eksikliğinden kaynaklı olarak da, nitelikli bir eğitim modeli ve icrâ düzeyi yakalanamamıştır. Kısaca ele almaya çalıştığımız konunun, tarihsel, toplumsal ve kültürel veriler doğrultusunda değerlendirilmesi yapılarak, her geçen gün sayısı artan Türk Müziği Konservatuarlarında bağlama öğremek hevesi ile gelen öğrencilerin, her okuldaki ya da bir okuldaki hocadan diğer hocaya birbirleriyle mukayese edilemeyecek düzeyde farklılık gösteren yaklaşımlardaki çelişkilerin son bulmasına yönelik bir katkı sunmak amaçlanmaktadır.
The Music became as a subject of Westernization movement from begining Tanzimat era and declaration of Republic of Turkey to present, including government agencies and social structure. Turkish Folk Music has been accpeted as an our own music, we try to be included in the new civilization is mainly processed in accordance with the ideal that is connected to our self understanding and technics, The “ Bağlama” has been accepted become Chief Ensturiment of Turkish Folk Music. “Yurttan Sesler” chorus Has been founded 1940’s, after that approximately 35 years later Turkish music conservatory established. The technics of conservatories, assist to Public Enterprise’s perspective by the Academic has been in the form with the theoreticals and practicals. If we look at the basic approach this technics, the concept of "tavır", shaped by the local, melodic and rhythmic structures, and we can see that “Tezene” shots, on the basis of a stylized sense of focus of the edited. At the begining, the instrument constituting the backbone of the Bağlama in a scheme of providing domestic partnership aspect also needed and as an important step in later times this understanding, we are prepared to accept dogmatic beliefs and ideology features to the format. With the possible negative effects of this approach, "Arabeskçi", "Kısa Sapçı", "Şelpeçi", "Gelenekselci", "Neşetçi", as well as difference species, Edith or the region, focusing on the technics of their own outside of the performer connect themselves by closing or ignoring, like a train compartment on the railway has brought a decay. Training and Executive Directors in accordance with the amount of the deficiency should be formed as a sourced, is not a qualified training model and executive-level capture. In short, we try to take the topic of historical, social and cultural evaluation should be done according to the data. Thus, we need to finalized to differences between the students who wants to play “Bağlama” or their teacher at the Turkish Music.
By subscribing to E-Newsletter, you can get the latest news to your e-mail.