John Rawls ve Adalet Duygusu

Author:

Number of pages:
173-184
Language:
Year-Number:
2018-Volume 13 Issue 26

Rawls, adalet duygusunun iyi düzenlenmiş bir toplumun “istikrarı”, “dengesi” ve “uyumu” için bir teminat olduğunu ileri sürer. Bu amaçla adalet duygusunun ve diğer ahlaki duyguların nasıl kazanılabileceklerini anlamak için bir ahlak psikolojisi temellendirmesi yapar. Rawls, birinci döneminde Kantçı ahlak ve siyaset felsefesi geleneğine dayanmasına ve Piaget ve Kohlberg gibi bilişsel ahlaki gelişim evre yaklaşımını esas almasına karşın adalet duygusu konusunda Aristotelesçi ve toplulukçu görüşlere oldukça yakın durur. Ona göre, adalet salt bir bireysel duygu değil, kurumsal ve sosyal bir duygudur. Kurumlar adil olduğunda bu düzenlemelerin içinde yer alan insanlar da adalet duygusunu geliştirirler ve bu duygu toplumun geneline yansır. Bu çalışmanın amacı, Rawls’un ahlak duygusu üzerine görüşlerinin felsefi, kuramsal ve psikolojik dayanaklarını ortaya çıkarmaktır. Bu amaçla onun Aristoteles ve Kant ile benzerlik ve farklılığını, psikolojik çalışmalar itibariyle de Piaget ve Kohlberg gibi ahlaki gelişim evresi yaklaşımıyla olan etkileşimini ortaya çıkarmaya çalışacağız. Rawls’un kuramı, otorite ahlakı, topluluk ahlakı ve ilkeler ahlakı olmak üzere üçlü bir ahlaki gelişim evresi yaklaşımına dayanır ki bu yaklaşım hem daha savunulabilirdir, hem de böyle bir yaklaşımla ahlak eğitiminde daha başarılı sonuç almak mümkündür. Aristoteles, Rawls ve Kohlberg gibi düşünürlerin ahlaki gelişim düşüncelerinden hareketle vardığımız temel sonuçlardan biri şu ki, topluluk ahlakı ve deneyimi ahlak eğitiminde gerekli koşullardan biridir. Böyle bir deneyim üzerine kurulu olmayan her ahlak eğitimi başarısızlığa uğramaya mahkûmdur.

Keywords


Rawls argues that the sense of justice is necessary for the stability and maintenance of a well-ordered society. For this purpose, he tried to develop a moral psychology in order to understand how people acquire the sense of justice and other moral feelings. Although Rawls was strictly Kantian in his moral and political philosophy in his earlier period, and adopted a cognitive moral development stage approach such as Piaget and Kohlberg, he stands very close to Aristotelian and communitarian view on the sense of justice. According to Rawls, justice is not a mere individual emotion, but a corporate and social feeling. He claims that when institutions are fair, the people involved in these institutions also improve the sense of justice and this feeling is reflected in the society as a whole. The aim of this study is to identify the philosophical, theoretical and psychological foundations of Rawls' views on the sense of justice and moral sentiment. For this purpose, we will try to explore his similarity and difference with Aristotle and Kant and his affinity with the moral development stage approach like Piaget and Kohlberg in terms of psychological studies. Rawls's theory is based on a tripartite moral development stage approach, including the morality of authority, morality of association and morality of principles. We suggest that this approach is both more defensible, and that with such an approach it is possible to achieve more successful results in moral education. One of the main conclusions we have reached from the ideas of moral development of thinkers such as Aristotle, Rawls and Kohlberg is that morality of association and certain experience is one of the necessary conditions in moral education. Any moral education that is not based on such an experience is doomed to fail.

Keywords

Article Statistics

Number of reads 2,301
Number of downloads 834

Share

Journal of Turkish Studies
E-Mail Subscription

By subscribing to E-Newsletter, you can get the latest news to your e-mail.