Cumhuriyetin İlk Yıllarında Bir Tefsir Denemesi: Mülk Süresi Tefsiri

Author:

Number of pages:
373-400
Language:
Year-Number:
2018-Volume 13 Issue 25

Nuru’l-Beyân Cumhuriyetin ilk yıllarında yayınlanmış (1340-1341/1924-1925) bir Kur’an meal- tefsiridir. Kur’an’ın Türkçeye çevrilişi ve tefsiri ile ilgili çalışmaların başlangıcı çok eskilere dayanmakla birlikte, özellikle Tanzimat sonrasında hız kazanmış, halkın kendi dinin kutsal kitabını anlaması amaçlanmıştır. Eserin girişinde Şeyh Muhsin Fânî (Hüseyin Kazım Kadri)nin verdiği bilgilerden bu çeviriyi yapanların eski Adliye nazırı Ayintabî Mustafa Efendi, eski Demiryolları ve Limanlar Genel Müdürü Mustafa Efendi, kapatılan sadaret kâtibi kalemi müdür muavini Seyfeddin Efendinin olduğu görülmektedir. İlk cildi 1924 yılında, ikincisi 1925 yılında yayınlanan bu kitap, içerisinde büyük hatalar bulunduğu gerekçesiyle o dönemde ciddi tenkide maruz kalmıştır. Nûru’l-Beyân surelerin çevirisi ve ardından örnek bir sûre (Mülk) tefsirinden oluşmaktadır. Yazılma gerekçesi olarak, zamanın gaileleri sebebiyle eski tefsirleri tedkik etmeye uzun süre devam edilmesi imkânı kalmadığından, Türklerin Kur’an’ı anlamalarına yardımcı olacak muhtasar, faydalı, dili günün icaplarına uygun ve incelenmesi kolay bir tercümeye duyulan ihtiyaç gösterilmiştir. Kaynakları arasında Taberî, Râzî, Beyzâvî, Nahçıvânî, Celâleyn, Ebussuud gibi muteber tefsirler bulunan bu çalışma aynı zamanda tenkit ve tercih yöntemiyle değerlendirmelere de yer vermektedir. Çevirinin sonuna eklenen ve makalenin de konusu olan Mülk sûresi tefsiri, dil, üslup, açıklamalar yönüyle değerlendirilmekte ve sonunda da günümüz alfabesine aktarılmaktadır. Mülk sûresi tefsiri, daha çok dilbilimsel açıklamalara ağırlıklı bir şekilde yönelinerek yazılmış olup, buna ilave olarak kısa ve farklı izahlara da yer verilmiştir. Detaylardan kaçınılması, kıssa ve rivayetlere fazla yer verilmemesi bakımından yazılış maksadına uygun olduğu görülse de, güncel ilmi gelişmelere atfen açıklamalar eklenseydi daha anlaşılır ve eserin girişinde belirtildiği üzere kısa zamanda çok malumat edinme amacı daha iyi gerçekleşmiş olurdu. Tefsirin dayanağı ehl-i sünnet anlayışı olurken, yeri geldikçe Mutezile mezhebi eleştirilmektedir.

Keywords


Nuru’l-Beyân is a meaning-interpretation of the Quran that was released in the early years of the Republic (1340-1341/1924-1925). Although studies on translating the Quran into Turkish and interpretations of it date very back in history, such works gained speed especially after the Reforms (Tanzimat), and the purpose was to make the people to understand the holy book of their own religion. It is seen in the introduction of the book based on the information given by Şeyh Muhsin Fânî (Hüseyin Kazım Kadri) that the people who made this translation were former Ministry of Justice Ayintabî Mustafa Efendi, former Railroads and Harbors Director General Mustafa Efendi, and Seyfeddin Efendi, who was the vice-manager of the clerk of the Prime Minister’s Office that was closed down formerly. This book, whose first volume was released in 1924, and the second in 1925, was criticized seriously in those years with the claims that it had major mistakes in it. Nuru'l-Beyân consists of the translation of the Surahs and then a sample commentary on Surah Mulk, and the reason for writing it was claimed that there was no possibility to continue to examine former commentaries due to the busy pace of life in those times, and there appeared a need for a translation that would be concise and useful, suitable for the requirements of the modern time to help the Turks to understand the Quran. Among its sources, there were prominent commentaries like Taberi, Razi, Beyzavi, Nahçıvani, Celaleyn, and Ebussuud; and it also included evaluations with criticisms and preferences. The Surah Mulk Commentary, which was added at the end of the translation, and which is the subject of the present study, is analyzed with its language, method, and explanations and was transferred into today’s alphabet. The Surah Mulk Commentary was written by including grammatical explanations in an intense manner, and in addition to this, brief and different explanations were also given. Although it is considered proper for its aim, including the anecdotes and narrations and avoiding details, it would be more understandable if explanations that referred to up-to-date scientific developments were added to it, and as mentioned in the introduction of the book, the purpose of providing much information within a short time period would be achieved. The basis of the commentary was the Ehl-i Sunna understanding, and the Mutezile was criticized when necessary.

Keywords

Article Statistics

Number of reads 967
Number of downloads 493

Share

Journal of Turkish Studies
E-Mail Subscription

By subscribing to E-Newsletter, you can get the latest news to your e-mail.