Bir Hikâye Mecmuasında Yer Alan İbn Sînâ Hikâyesi Üzerine Değerlendirme

Author:

Number of pages:
427-435
Language:
Year-Number:
2018-Volume 13 Issue 28

Yaşadığı toplumda derin izler bırakan büyük şahsiyetlerin tarihî hayat hikâyelerinin yanı sıra bir de menkıbevi hayatları vardır. Onlar halkın gözünde, kendi ideal yaşama, düşünce ve amaçlarının vücut bulmuş örnekleri haline gelmişlerdir. Onların maceraları, aşkları, hayatları gerçeği değil, halkın muhayyilesinde yarattığı ideali ifade eder. İbn Sinâ da İslam medeniyetinin yetiştirdiği büyük bilim adamlarından biri olarak Türk halkının gözünde idealize edilmiştir. Yaklaşık 980-981 yılında Buhara yakınlarındaki Efşene köyünde doğan İbn Sinâ, 1037 yılında Hemedan’da vefat etmiştir. İbn Sînâ, dönemin başta matematik, felsefe, astronomi, tıp, fıkıh, musiki olmak üzere bütün ilimlerini tahsil etmiş, bu konularla ilgili birçok eser yazmış, daha hayattayken İslam âleminde büyük bir ün kazanmıştır. Gerek hayattayken gerek ölümünden sonra yüzyıllar boyu süren büyük ünü halk arasında efsaneleşmiş, olağanüstü maceraların kahramanı olmuş, efsanevi hayatıyla ilgili pek çok hikâye vücuda gelmiştir. XVI. yüzyılın ikinci yarısında Derviş Hasan Medhî’nin Esrâr-ı Hikmet’i, XVII. yüzyılda ise Seyyid Ziyaeddin Yahya’nın, Gencine-i Hikmet adlı eseri İbn Sînâ hikâyelerini konu edinen eserler olarak kaleme alınmıştır. Bu eserler dışında müellifi belli olamayan İbn Sînâ hikâyesi nüshaları da bulunmaktadır. Bu çalışmada öncelikle İbn Sinâ hikâyelerini konu edinen eserler ve nüshaları üzerine yapılan çalışmalara değinilmiş ve İstanbul Belediyesi Kütüphanesi Atatürk Kitaplığında K_0633 numarada kayıtlı bir hikâye mecmuası içerisinde yer alan “Kitâb-ı Ebû Ali Sinân” hikâyesi tanıtılmıştır. Bu yeni nüshanın diğer nüshalarla benzerlikleri ve farklılıkları ortaya konulmuştur.

Keywords


The great personalities that leave deep traces in the society, they have a legendary life besides their historical life. They have become specimens of the peoples own ideal life, thoughts and purposes in the eyes of the people. Their adventures, their loves, their lives are not the truth but the ideal created by the people in their imagination. İbn Sinâ was also idealized in the eyes of the Turkish people as one of the great scientists raised by the Islamic civilization. Born in the village of Efşene near Buhara approximately in 980-981, Ibn Sina died in Hemedan in 1037. Ibn Sînâ has collected all the sciences, especially mathematics, philosophy, astronomy, medicine, Islamic law, music, and has written many works on these subjects and earned a great reputation in the Islamic World while still alive. The great reputation that has survived for centuries, both in life and after death, has become legendary among the people, became a hero of extraordinary adventures, and many stories about mythical life have come to the body. In the second half of the XVI. century, Dervish Hasan Medhi’s Esrâr-ı Hikmet, in the XVII. Century, Seyyid Ziyaeddin Yahya's work called “Gencine-i Hikmet”, was wrote up as works that took the stories of Ibn Sînâ. Apart from these works, there are also copies of Ibn Sînâ story whichs editor unspecified. In this study, firstly, the works on the books and novels about İbn Sînâ are mentioned and the story of "Kitâb-ı Ebû Ali Sinân", which is included in a book published in the Istanbul Municipal Library Atatürk library by the registration number as K_0633, is presented. Similarities and differences of this new version with other versions have been revealed.

Keywords

Article Statistics

Number of reads 2,459
Number of downloads 662

Share

Journal of Turkish Studies
E-Mail Subscription

By subscribing to E-Newsletter, you can get the latest news to your e-mail.