Kentsel tarım kavramı, sürdürülebilir kentsel gelişme politikaları içinde üretken kentsel alanların oluşturulmasına ve kendini besleyen kentlerin yaratılmasına yönelik önemli araçlardan biridir (Kaldjian, 2005). Özellikle son yıllarda gündemde olan, hızlı ve plansız kentleşmenin beraberinde getirdiği ekonomik, ekolojik ve sosyal sorunlara karşı etkin olarak kullanılan kentsel tarım kavramı, hızla kentleşen dünyada, açlık ve yetersiz beslenmenin görüldüğü ekonomik açıdan az gelişmiş ülkeler ile; ciddi çevresel ve sosyal problemlerin yaşandığı gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde giderek önem kazanmaktadır (UNDP, 2001). Kentsel tarım toplumsal gıda isteminin bir parçası olarak kırsal alanlar, kent çeperleri, banliyöler ve kentsel alanların bütünleştirilmesinde önemli role sahip olmaktadır. Topluma dayalı gıda sistemleri toplum içinde gıda güvenliği, toplumsal sağlık ve eşitlik, çevresel sağlık ve iyileştirmenin yanı sıra ekonomik olarak da verimli ve dayanıklı ekonomik faaliyet olanakları sağlamaktadır. Kentsel tarımın mekana dayalı olması, ekolojik açıdan duyarlılığı, ekonomik olarak verimliliği, sosyal açıdan bütünleştiriciliği ve gıda üretimi ve erişimi konusunda güven sağlaması, söz konusu yaklaşımın çeşitli yönlerini ortaya çıkarmaktadır. Başka bir deyişle, kentsel yaşamın ekonomik yükünü azaltmak ve yoksulluğun hafifletilemesi için kullanılabilecek geçim stratejilerinden biri olarak kabul edilmektedir. Ancak kentlerde uygulanan tarımın bu özel türü için araştırma ve geliştirme faaliyetlerinin geliştirilip geliştirilmeyeceği ve nasıl geliştirileceği konusunda hala birçok sorun bulunmaktadır. Bu bağlamda, bu çalışma kentsel politikadaki kentsel tarım faaliyetlerine yönelik potansiyelleri incelemeyi amaçlamaktadır.
According to recent demographic trends by United Nations (UN), world population is expected to reach to 9.3 billion in 2050 from 7.0 billion in 2011, while the urban population is expected to rise to 6.3 billion in 2050 from 3.6 billion in 2011 (UN, 2012). As regards World Urbanization Prospects (WUP) currently urbanization seems to widely spreading in low and middle-income countries. In other words the population living in cities is continuously increasing worldwide. In developing countries, this phenomenon is exacerbated by poverty, leading to tremendous problems of employment, immigration from the rural areas, transportation, food supply and environment protection. In accordance with Veenhuizen (2006), people find out livelihood strategies to deal with the economic burden of urban life and alleviate poverty. Urban agriculture (UA) is one of them. It brings us to improve new strategies for surviving on earth, not only concentrate on growing our own food but also contributing to environmental, social and economic cycles. While urban agriculture occurs in all cities of the world, there are still many questions about whether and how to develop research and development activity for this particular type of agriculture. So, this study aims to recover the potentials for urban agriculture activities in urban politics.
By subscribing to E-Newsletter, you can get the latest news to your e-mail.