Toplumsal değişme toplumun yapısında, toplumsal ilişkilerde ve kurumlarda meydana gelen değişmeye denir. Bu bağlamda engellilerde bu değişimden etkilenen dezavantajlı kesimlerden biridir. Temel tezimiz tarihi süreç içerisinde toplumsal değişimle birlikte engellilere farklı dönemlerde yaklaşımın/bakışın değiştiğidir. Tarihi süreç içerisinde engellilere yaklaşım bölgeden bölgeye inançtan inanca farklılık arz etmiş olsa da bir genelleme yapacak olursak engellilere bakışın üç farklı aşamada bir değişim olduğu görülecektir. Birincisi geleneksel toplumdan modern topluma geçişle birlikte paradigma ya da zihniyet değişimidir. Her değişim öncelikle insanın zihin dünyasında fikri planda gerçekleşmektedir. Rönesans, reform ve aydınlanma süreci ile birlikte insanların zihin dünyalarında ve yaşam tarzında ciddi kırılmalar meydana gelmiştir. İnsanın Tanrıya, insana ve doğaya bakışı değişmiştir. Tanrı merkezli bir evren, dünya ve insan anlayışından insan merkezli bir evren ve dünya anlayışına eksen kayması ya da paradigma değişimi insanın beden algısını değiştirmiştir. Zihniyet değişiminin bir diğer nedeni ise kartezyen düalizmidir. İkincisi ekonomik yapıdaki değişimdir. Tarım toplumunda engelliler toplumsal yaşamın içerisinde yer almakta olup güçlerinin yettiği oranda üretimin içerisinde yer almakta ve hayatı diğer insanlarla paylaşmaktaydılar. Sanayi toplumunda ise engellilerin üretimin hız ve şekline güç yetirememesinden dolayı üretimin dışında kalmalarına ve kendi köşelerine çekildiğini görmekteyiz. Post/modern toplumda ise engelliler sağlık ve teknolojideki gelişmelerle birlikte hayata uyum sağlama konusunda yeni imkânlara kavuşurken diğer taraftan kapitalist sistem “top modeller”, “fit bedenler” ürettirerek bunların dışında kalanları gizli kurbanlar olarak dışlanmış ve aynı zamanda engellileri tüketimin bir nesnesi konumuna düşürmüştür. Üçüncüsü ise toplumsal yapıdaki değişimdir ki aile bu değişimde merkezi bir yer almaktadır. Kadının iş yaşamına girmesiyle birlikte aile ortamında verilen birçok hizmetin aile dışında verilmesi zorunluluğunu yeni kuruluşların da doğmasına neden olmuştur. Çocuklar için kreşler, yaşlılar için huzurevleri, engelliler için engelli bakım merkezleri bu değişimin zorunlu kıldığı örneklerdir. Yaşanılan problemlere karşı düalist bir yaklaşımla değil bütüncül bir bakışla kutsal ile aklın, doğa ile insanın hatta insanın öncelikli olarak kendisi ile barıştırılması ve diğer varlıklarla olan ilişkisini yeniden kurulması gerekmektedir.
Social change is a change in the structure of society, social relations and institutions. In this context, people with disabilities are one of the disadvantaged groups affected by this change. Our basic theory is that with the social change in the historical process, the attitude/ perspective towards people with disabilities has changed. Even the attitude towards people with disabilities in historical process differs from the region and belief, when we make a generalization, it will be seen that views towards people with disabilities has changed in three different stages. The first is the exchange of paradigm or mentality along with the transition from traditional society to modern society. Every change primarily takes place in the idea plane of the human mind. Renaissance, along with the reform and enlightenment process, has led to serious breaks in people's minds and lifestyles. Man's view of God, man and nature has changed. God-centered universe, a human-centered universe from world and human understanding, and a shift of axis or paradigm shift to world understanding have changed the human perception of the body. Another reason for the change of mentality is the cartesian dualism. The second is the change in the economic structure. In the agricultural society, people with disabilities used to take a part in society and production as much as they could, and they used to share life with other people. In industrial society, we see that people with disabilities have been left out of production and pulled into their own corners because they are not strong enough for fast form of production. In the post / modern society, while people with disabilities have new possibilities for adapting to life together with advances in health and technology, the capitalist system, on the other hand, has produced "top models", "fit bodies" and excluded those that are outside of them as secret victims and at the same time, made them an object of consumption. The third is the change in the social structure, and the family is central to this change. The necessity of giving a lot of services given in the family environment outside the family with the entry of the woman into the business life has also caused the birth of new establishments. Nurseries for children, nursing homes for the elderly, and disabled care centers for people with disabilities are examples of this change. With a holistic view, rather than a dualistic approach to the problems faced, it is necessary to reconstruct the connection between the sacred and the mind, the reconciliation of nature and man, and even man, primarily to himself and other beings.
By subscribing to E-Newsletter, you can get the latest news to your e-mail.