Belirli bir coğrafi ve siyasi sınır içinde bir arada yaşayan, ortak bir geçmişi paylaşan ve geleceğe dair belli bir işbirliği içinde olan insanlar toplumu oluşturur. Toplumun en bütünleyici özelliği ise hiç şüphesiz dili, kültürü ve eğitimidir. Bu toplumsal ve kültürel etmenler, bireylerin toplumda birer kimlik edinmeleri açısından belirleyicidir. Kimlik, aynı zamanda, toplumu uluslaştırmaya yarayan toplumsal bir algıdır. Bir devlette güdülen ulus devlet anlayışı, o devletin dil ve eğitim politikalarını doğrudan etkilemektedir. Nitekim dil politikalarının doğuşu, ulus devletlerin doğuşuna doğrudan bağlıdır. Dil ve eğitim politikaları, yeni bir siyasal birliğin kurulmasında birleştirici bir öğe olduğu için en etkili uluslaşma aracı olarak kabul edilmiştir. Kimlik algısının farklılaşması ile Avrupa’da ulus devlet anlayışı ortaya çıkmış, bu anlayış hızla dünyaya yayılmıştır. Söz konusu çalışmada, Osmanlı İmparatorluğu’nda ortaya çıkan Osmanlıcılık, İslamcılık, Türkçülük ve Batıcılık gibi çeşitli kimlik algılarının dil ve eğitim politikalarını nasıl şekillendirdiği ve bu anlamda nasıl ulusal birlik sağlandığı tartışılacaktır. Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşu itibari ile ulus devlette kimlik algısı toplumsal ve kültürel bir etmen olarak kullanılmış, dil ve eğitim politikaları birbirinden farklı şekillere bürünmüştür. Söz konusu çalışmada, ulus devlet anlayışının en somut göstergelerinden olan Harf Devrimi’ne, Türk Dil Devrimi’ne dikkat çekilecektir. Dil ve eğitim politikalarının belirlenmesinde toplumsal ve kültürel bir etmen olan kimlik algısının önemi savunulacaktır.
People who live together in a certain geopolitical borders, share a common past and cooperate in a certain way form a society. The most important feature of society is undoubtedly language, culture and education. These sociocultural factors are determinative in terms of existence in a society. Identity is also a social perception that helps society to become a nation. The nationalism affects the language and education policies observed in a state. These policies are linked to the birth of nation states. Language and education policies have been regarded as the most effective instrument of nationalization since they are a unifying element in the establishment of a new political union. With the differentiation of the perception of identity, the nation state spread rapidly in Europe. In this study, it will be discussed how perceptions of identity such as Ottomanism, Islamism, Turkism and Occidentalism have formed the language and education policies that emerged in the Ottoman Empire and how the national unity was provided in this sense. In the Republic, the Turkish Language Revolution was the indicator of the nation state, the language and education policies are formed differently. In this study, the perception of identity will be defended as a sociocultural factor in the determination of language and education policies.
By subscribing to E-Newsletter, you can get the latest news to your e-mail.