Özünde siyaset ve değer ilişkisine odaklanan bu çalışma, siyasal aktörlerin söylemlerine gömülü olan değerleri ve tarihsel süreçte değişen ve değişmeyen değer önceliklerini belirlemeyi amaçlamaktadır. Bu çerçevede Schwartz Değer Ölçeği’nde yer alan değerlerin analiz kategorileri olarak kullanıldığı bir içerik analizi gerçekleştirilmiştir. 1950’lerden 2000’lere Türkiye siyasetinde hakim olan değer önceliklerini belirlemek amacıyla, 14 Mayıs 1950, 14 Ekim 1973, 6 Kasım 1983, 3 Kasım 2002 ve 12 Haziran 2011 seçimleri öncesinde siyasal aktörlerin medyaya yansıyan söylemleri incelenmiştir. Böylece siyasal aktörlerin seçmeni ikna etmek için hangi beklenti ve değerlere seslendikleri, siyasetin değişen ve değişmeyen değer öncelikleri belirlenmiştir. Analizler sonucunda Türkiye’de siyasal söylemin ortak bir popüler kültürden beslendiği, kazanan/kaybeden parti farkı olmaksızın benzer değerlere yaslanan söylemlerle seçmene seslenildiği bulgulanmıştır. Sıradan politik kültürün ortak iyisini temsil eden ve siyasette söylemsel önceliğe sahip olan bu temel değerler; kendini yönetme, yardımseverlik, başarı, güç ve güvenliktir. Üst düzey değerler açısından kendini aşmışlık ve kendini geliştirme üzerinden söylemler üretilmektedir.
Focusing on the politics and value relationship at its core, this study aims to determine the values embedded in the discourses of political actors and to understand changed and unchanged value priorities of politics. For this purpose, a content analysis was conducted in which the values in the Schwartz Value Scale were used as analysis categories. In order to determine the prevailing value priorities in the 1950s to 2000s Turkish politics, the discourses of political actors reflected in the media were examined before the elections of 14 May 1950, 14 October 1973, 6 November 1983, 3 November 2002 and 12 June 2011. Thus, what are the expectations and values of political actors to convince electors, the changing and unchanging value priorities of politics and the value priorities of Turkish politics have been determined.As a result of the analyzes, it is detected that the political discourse in Turkey is fed from a common political popular culture and the choices are called with discourses which lean on similar values without winning/losing party difference. These basic values, which represent the common good of the ordinary political culture and which have political discursive priority, self-direction, benevolence, achievement, power and security. It is observed that the political discourse in Turkey is based on the high level values of self-enhancement and self-transcendence which are in the opposite poles and this opposition also feeds populist rhetoric.
By subscribing to E-Newsletter, you can get the latest news to your e-mail.