Türk edebiyatına şerhler açısından bakıldığında dinî-tasavvufi örneklerin çoğunlukta olduğu görülür. Tasavvufi edebiyat sahasında İran’a ait örnekler Arap edebiyatına nazaran daha tesirli olmuştur. Bu sahada üstat olan Türk mutasavvıf ve edipleri bazen tercüme bazen şerh yoluyla bilgi kaynağını çeşitlendirmişler eserin hedef kitlesini zenginleştirmişlerdir. Türkçe şerh geleneğinde, şerh edilen metnin dili, muhtevası ve yapısı ile şerh edenin kimliği, kişiliği ve şerhin yönelik olduğu okuyucu kitlesi gibi sebepler, şerhlerde tek bir metodun izlenmesini güç kılsa da açıklama yönü ağır basan şerhlerde aktarmayı öncelikli amaç olarak gören şerhlere göre şerh usulünün daha tutarlı ve sınırlarının daha belirgin olduğu görülmektedir. İslam medeniyetinin hüküm sürdüğü her yerde yüzyıllar boyunca derin bir tesir yaratmış olan Pend-nâme, birçok neslin tasavvuf ve ahlak eğitimi bakımından değerli bir vesika olarak kabul edilmiştir. Yaklaşık 900 beyitten oluşan esere, Türkçe pek çok şerh ve tercüme yazılmış, hatta eserin tesiriyle birçok Türk şairi tarafından telif Pend-nâme’ler kaleme alınmıştır. Makalemizde çeşitli yüzyıllara ait Pend-nâme şerhlerinden Sa’âdet-nâme (Şem’î), Müfîd (Abdurrahman Abdî Paşa), Şerh-i Pend-i Attâr (İsmâil Hakkı Bursevî), Berg-i Dervîşân (Mustafa Refî’a) Rûhu’ş-Şurûh (Kilisli Mustafâ Rûhî) ve Mâ-hazar (Murâd Molla Nakşibendî) adlı eserleri anlatım teknikleri bakımından inceleyeceğiz. Böylelikle Türk edebiyatına ait ahlaki-tasavvufi şiir şerhlerinde hangi anlatım yöntemlerinin etkili biçimde kullanıldığını tespit etme olanağı bulacağız.
By the time the Turkish Literature viewed in terms of commentary, it can be seen that religious and tasavvufian examples are in majority. On the area of tasavvufian literature, examples which belong to Iran were more efficient as compared to Arabian Literature. Turkish mutasavvıfs bringed new aspects in the works that had been commentaried by Iranian mutasaffıvs either by translating or by doing commentation from time to time. In the Turkish commentary tradition, reasons like the language,content and structure of the text which has been interpreted annotated and the identity of the announcer, his / her personality and his / her audience of reader, although it makes difficult to follow a single method in commentaries, it is seen as a priority aim to convey the commentary in predestination ıt can be seen that the annotation method is more consistent and the limits are more pronounced according to the commentaries, which consider transferring in the annotated commentaries as priority. Pend-namah, which has created a deep influence for centuries, wherever Islamic civilization reigns, It has been accepted as a valuable tool in terms of tasavvufian and moral education of many generations. For the work consisting of approximately 900 couplets, many commentaries and translations were written in the Turkish language and even the works were written by many Turkish poets. By considering the level of the intended audience, it can be seen that several techniques had been used on the Tasavvufian Poetry which contains particular compellation styles nearly in all. In our article we are going go study of the works from Pend-namah commentaries that belonged to different centuries Saadat-namah (Sham’i), Mufid (Abdurrahman Abdi Pasha), Sharhe Pende Attar (İsmail Hakkı Bursevi), Berg-i Dervishan (Mustafa Refi’a) Ruhus-shuruh (Kilisli Mustafa Ruhi) and Ma-hazar (Murad Molla Nakshibendi) with regard to their expression methods in a comperative way. Thus we are going to have a chance to determine of which expression methods had been used efficiently in moral and tasavvufian commentary within Turkish Literature.
By subscribing to E-Newsletter, you can get the latest news to your e-mail.