Klasik dil öğretim yöntemlerinde ağırlık öncelikle dilbilgisine verilip, o dilde kullanılan sözcüklerin edinimi dilbilgisi kurallarının öğrenimi yolu ile kazanılacak yan ürünler pozisyona indirgenir. Oysa, Wilkins’in (1972) belirttiği gibi, dilbilgisi olmadan çok az şey aktarılması mümkündür, fakat sözcük bilgisi olmadan dilbilgisini gösteren ögeler de dahil olmak üzere hiçbir şeyin aktarılması mümkün değildir. Bu gerçeğin, pek çok araştırmacı tarafından sözcük bilgisinin gerekliliğine dikkat çekilerek sunulmasından sonra dil öğretiminde sözcük bilgisine verilen önem artmış, hatta herhangi bir dilde sıkça geçen sözcüklerden, özellikle de içerik sözcüklerinden yararlanılarak geliştirilen dil öğretim yöntemleri 20. yüzyılın son çeyreğinden itibaren ivme kazanmıştır. Geliştirilen dil öğretim yöntemleri tek tek sözcük öğretiminden ziyade sözcüklerin yoğun bir şekilde bir arada bulunduğu sözcüklerle oluşturulan kalıp yapılara ağırlık verilmesinin önemini vurgulamaktadır. Daha önce yürütülen birçok çalışmada kalıp yapıların öğrencilerin yeni öğrendikleri dilde kod üretme ve kod çözme yüklerini azaltacağına dair açıklamalar bulunmaktadır. Bilgisayar temelli derlem çalışmalarından elde edilen sonuçlarda ana dil konuşucuları tarafından üretilen cümle ve metinlerde bu tür sözcük birliklerinin oldukça yoğun kullanıldığını ortaya koymuştur (Erman ve Warren, 2000, Schmitt ve Carter, 2004:1’de aktarılan). Bu çalışmada kalıp yapıların Türkçe öğrenen yabancılar tarafından ne ölçüde kullanıldığı ve en sık hangi kalıp yapıların tercih edildiği konusu incelenmiştir. Çalışmanın veri kaynağı 45 Swahili konuşucusu katılımcının yazmış olduğu iki kompozisyondan oluşturulmuş küçük ölçekli bir derlemdir. Öğrenciler ülkemize tıp eğitimi almak üzere gelmiş olup öğrenimlerine devam etmeden önce Gazi Üniversitesi TÖMER’de verilen Türkçe öğretim derslerini bir akademik yıl boyunca almıştır. Öğrencilerin yazmış olduğu kompozisyonlarda en çok geçen sözcükler ve kalıp yapılar belirlenmiş ve bunların öğrenciler tarafından üretilen yazılı dilin etkin ve akıcı kullanımına etkisi incelenmiştir. Veri kaynağının hem nitel hem de nicel olarak değerlendirildiği çalışmadan elde edilen sonuçlar ışığında Türkçe öğretiminde kalıp yapıların yeri ve etkin bir şekilde öğretilmesinde uygulanabilecek yöntem ve teknikler pedagojik açıdan tartışılmıştır.
In classical language teaching methods, the weight is first given to the grammar, and the acquisition of the lexical items used in that language are relegated to the secondary position as by-products to be gained through the learning of grammar rules. However, as Wilkins (1972) points out, it is possible to express very little without grammar, but without words, nothing can be conveyed, even the items relating grammar. Since this fact has been presented by many researchers with emphasis on the necessity of vocabulary knowledge, the importance given to vocabulary knowledge has increased in the language teaching, and also language teaching methods developed from the words, especially the content words, frequently used in any language have gained momentum since the last quarter of the 20th century. The developed language teaching methods emphasize the importance of the fixed expressions made up of the words which intensively co-occur rather than individual words. In many of the earlier studies, there are explanations concerning the benefit fixed expressions provide in encoding and decoding the new language learners try to acquire. The results of computer-based studies have also shown that formulaic language is used extensively in the sentences and texts produced by native speakers (Erman and Warren, 2000, Schmitt and Carter, 2004: 1). In view of these explanations, this study examined to what extent fixed phrases were used by learners of Turkish and which fixed phrases are preferred most frequently. The data used in the study came from a small-scale corpus generated from two compositions written by 45 Swahili speakers who came to Turkey to attend the School of Medicine in different universities. Before their education, they had to learn Turkish for an academic year in the preparatory course offered by Turkish Learning and Research Center (TÖMER) in Gazi University. If they were successful in the exam at the end of the year, they could start their education. After collecting the data, the commonest fixed phrases occurring in the compositions of the participants were identified and their influence on the effective and fluent use of the language production was investigated. The results obtained from both the quantitative and qualitative analyses showed that Swahili speakers learning Turkish made use of fixed phrases in their written production. However, they were restricted in number and variety. In view of the results, the place of fixed phrases in Turkish teaching was evaluated and the methods and techniques that can be applied to teach them effectively were discussed.
By subscribing to E-Newsletter, you can get the latest news to your e-mail.