Kaynağını Jung’un “kollektif bilinçdışı” kuramından alan ve eser merkezli bir inceleme yöntemi olan arketipal eleştiri, tüm insanlığın ortak geçmişinden gelen birikimi hedef almaktadır. İnsanlığın ortak kültürü fertlerin bilinçdışında, örtük ve potansiyel bilgi seviyesinde mevcuttur. Söz konusu kültürel arkaplan, dinler tarihi, mitoloji, medeniyetler tarihi gibi zengin bir ilişkiler ağından beslenir. Bu derin kültürel alt yapı, bir edebi eserde semboller ve alegorinin diliyle açığa çıkar. Bilhassa Yusuf kıssası gibi Kitab-ı Mukaddes ve Kur’an-ı Kerim’de geniş yer bulan bir hikâyenin edebi metne dönüşmesi ile zengin bir derin yapıyı da beraberinde taşıdığı muhakkaktır. Bu tarz metinlerde yüzeyde anlatılan esas hikâyenin derin katmanları arketipal örüntü yoluyla başka hikâye anlatır. Semboller diliyle kurgulanan bu derin hikâye, Campbell’in Jung ve Eliade’dan beslenerek oluşturduğu “Kahramanın Yolculuğu” anlatısıdır. Jung, kişinin bireyleşme sürecinde kendi varoluşunun temel kaynağı olan merkeze doğru bir yolculuğun varlığından bahseder. Bu yolculuk çağrısı bireye self/ özbenlik arketipinin sembolleriyle ulaşır. Campbell da buradan hareketle edebi eserlerin derin okumalarında “arayan insan” tipolojisini çıkarır. Söz konusu yol izleği sadece hedef metin için değil belki eserle bütünleşen “okur”un da öz değerlerini arayışına ışık tutmaktadır. Bu çalışmada Jung, Eliade ve Cambell gibi teorisyenlerin geliştirdiği kuramlar ışığında Yusuf u Züleyha kıssası derin okumayla yorumlanacaktır. Çalışma, hikâyede dışsal yolculuğa paralel giden içsel yolculukların anlam katmanlarını açığa çıkarmayı; arketipal örüntüyü çözümlemeyi amaçlamaktadır.
The archetypal criticism, a work-centered examination method that takes its source from the Jung's "collective unconscious" theory, is aimed at the accumulation of the common history of all humanity. The mutual culture of humanity exists in individuals’ unconscious mind,implicit and potential knowledge level. The cultural background fuels by a rich network such as history of religions, mythology, history of civilizations. The deep cultural infrastructure becomes known with symbols in literary works and language of allegory. It is certain that a story that has an extensive coverage in the Bible and the Qur'an, especially as Joseph story have rich deep structure with the turn into a literary text. In this kind of texts, the deep layers of the main story described on the surface is told another story through the archetypal pattern. This deep story that is fictionalized in the language of symbols, is “ A Hero With A Thousand Faces” by Campbell created with feeding from Jung and Eliade. Jung refers to the existence of a journey towards the center, which is main source of individuals own existence in individualization process. This journey call reaches the individual by the symbols of the self archetype. Campbell derives the the typology of the "seeker human" in deep reading of literary works from this point of view. The road theme is not only for the target text, but also clears up on the search for the self-values of the "reader" that maybe integrated with the essence. In this study, Joseph and Zulaikha story will be interpreted in depth reading in the light of the theories developed by the theorists such as Jung, Eliade and Cambell. The aim of the study is to disclose the layers of meaning of inner journeys parallel to the outer journey in the story and analyze archetypal pattern.
By subscribing to E-Newsletter, you can get the latest news to your e-mail.