Fıkıh usûlünün temel amacı, ictihad faaliyetinin yöntemine ilişkin genel geçer kurallar (turuku’l-istinbât) tesis etmektir. Aynı zamanda bu disiplin, bütün şer’î ilimler için ortak bir yöntembilim ortaya koymaktadır. Ebû Hanîfe ve öğrencileri de, hukukun kaynakları/yöntemleri ile ilgili genel kuramlar tesis etmeye önem vermişlerdir. Ancak Hanefî hukuk metodolojisiyle ilgili elimizdeki en eski çalışma Ebû Bekir el-Cessâs’a aittir. Hüseyin b. Alî es-Saymerî de mezhebin usûl anlayışını Cessâs’tan sonra bize nakleden ilk müelliflerdendir. Saymerî, Hanefî mezhebi Irak ekolünün en önemli temsilcilerinden birisidir. Hayatı hakkında detaylı bilgi bulunmasa da, yaşamını çoğunlukla Bağdat’ta geçirdiği ve orada vefat ettiği bilinmektedir. Medâin ve Kerh kadılığı yapmıştır. Ölümüne kadar da bu görevi sürdürmüştür. Onun “Mesâilü’l-hilâf fî usûli’l-fıkh” adlı kitabı ise, fıkıh usûlü ihtilaflarını karşılaştırmalı olarak inceleyen ilk eserdir. Eser, ilk dönem Irak-Hanefî ekolün düşünce dünyasına yeterli ölçüde ışık tutmaktadır. Bir münazara ustası olarak müellif, bu eserde, mezhebin metodik duruşunu kararlılıkla savunmaktadır. Diğer mezheplerin konuyla ilgili görüşlerini vermeyi de ihmal etmemektedir. O güne kadar tartışmaya neden olmuş bütün fıkıh usûlü konularını belli bir sistematik içinde sunmaktadır. Kitapta 133 farklı tartışmaya değinmektedir. Yazıldığı çağın en hararetli münakaşalarının önemli oranda emir ve nehiy kavramları etrafında cereyan ettiği de bir gerçektir. Makalede, Hüseyn b. Alî es-Saymerî’nin emir-nehiy tartışmalarındaki genel eğilimini ve bu eğilime dayanak teşkil eden delilleri ele almaya çalışacağız.
The main aim of the usūl al-fiqh is to establish general transitional rules (turuk al-istinbāt) concerning the method of ijtihad activity. At the same time, this discipline provides a common methodology for all sharia sciences. Abū Hanīfa and his students have attached importance to establish general theories about the sources/methods of law. However, the oldest study on Hanafī law methodology belongs to Abū Bakr al-Cassās. Also Hussein b. Alī al-Saymarī is one of the first authors to convey the understanding of the sectarian method to us after Cassās. Saymarī is one of the most important representatives of Hanafī sect Iraqī school. Although there is no detailed information about life, it is known that he mostly spent his life in Baghdad and died there. He was a judge in Madâin and Karkh. Until his death, he continued his duty. His book “Masāʾil al-Khilāf fī Usūl al-Fiqh” is the first work to compare comparatively the disputes of Islamic law principles. The work gives sufficient light to the world of thought in the early period of Iraq-Hanafī school. As a debate master, the author defends the methodical stance of the sect with determination. It does not neglect to give opinions of other sects about the subject. It presents all the legal aspects of usūl al-fiqh that have caused the debate until that time in a certain systematic way. It refers to 133 different discussions in the book. It is also true that the most heated controversies of the era have been made around al-amr wa al-nahy concepts in significant quantities. In this article, we will try to address the general tendency of Hussein b. Alī in the al-amr wa al-nahy debates and the proofs that constitute the basis of this tendency.
By subscribing to E-Newsletter, you can get the latest news to your e-mail.