Türkçedeki Burun Ünsüzlerinin Akustik Özellikleri

Author:

Number of pages:
259-271
Language:
Year-Number:
2018-Volume 13 Issue 12

Burun ünsüzleri, geniz ve burun boşluklarının ses yoluna dahil olmasıyla boğumlanan konuşma sesleridir. Akustik açıdan ünlülere benzer, ancak enerjilerinin düşük olmasıyla onlardan ayrılır. Türkçede sesbirim görevi olan iki burun ünsüzü vardır: çiftdudak ünsüzü olan /m/ ve diş(-dişeti) ünsüzü olan /n/. Bazı Anadolu ağızlarında mevcut olan damak n’si (/ŋ/) ayrı bir sesbirim olmayıp /n/ ünsüzünün alt sesbirimidir. Çalışmanın amacı, Türkçedeki burun ünsüzlerinin akustik özelliklerini ortaya koymak, ağız çalışmalarında damak n’sinin varlığını göstermek için yöntem geliştirmek ve burun ünsüzlerini ilgilendiren konuşma bozukluklarının değerlendirilebilmesi için bir başvuru kaynağı oluşturmaktır. Bu çalışmada, amaca yönelik hazırlanan 28 kelimeden (veya kelime çiftinden) oluşan liste beşi erkek, beşi kadın 10 gönüllü tarafından seslendirilerek kaydedilmiş, kayıtlı malzeme üzerinde Praat programı kullanılarak burun ünsüzlerinin temel frekans, formant frekansları, antiformant, spektral eğim parametreleri, süre ve şiddet gibi akustik özellikleri yanında komşu ünlülerdeki formant hareketleri araştırılmıştır. [m] ünsüzünün birinci, ikinci, üçüncü formant frekanslarına ait ortanca değerlerin erkekler için sırasıyla 262, 1255, 2418 Hz, kadınlar için 279, 1425, 2444 Hz olduğu; [n] ünsüzüne ait değerlerin erkekler için sırasıyla 270, 1546, 2507 Hz, kadınlar için 295, 1690, 2794 Hz olduğu gözlenmiştir. Antiformantı göstermek için kullanılan dar bant genlik histogramında en düşük genliğe sahip bantların [m] ve [n] için 1500-2000 Hz arasında yerleştiği gözlenmiştir. Ayrıca, damak n’sini gösteren en önemli akustik parametrenin komşu ünlüdeki formant hareketi olduğu belirlenmiştir. Burun ünsüzlerinin akustik özellikleri, özellikle de formant değerleriyle ilgili alanyazında bildirilen tutarsızlık çalışmamızda da gözlenmiştir. Özellikle klinik fonetik çalışmalarında, bu sorunu aşmak için farklı ünlü komşulukları yerine tek ünlü komşuluğu kullanılmasının ve denek sayısını artırmanın uygun olacağına karar verilmiştir.

Keywords


Nasal consonants are speech sounds that involve the nasopharyngeal and nasal cavities in the vocal tract during articulation. Acoustically, they are like vowels, but one can differentiate them from vowels by their lower energy. In Turkish, there are two nasal consonants that act as a phoneme: the bilabial consonant /m/ and the alveolar (or dental) consonant /n/. “The palatal n” (/ŋ/), which occurs in some Anatolian dialects, is not a separate phoneme; rather, it is an allophone of the consonant /n/. This study aims to establish the acoustic properties of Turkish nasal consonants, develop a method to demonstrate the presence of “the palatal n”, and establish a reference source for evaluating speech problems related nasal consonants. We prepared a list of 28 single or two-word terms for this study. Ten volunteers (five males and five females) each read the list, and we recorded them. Using the Praat program, we measured the acoustic features of the nasal consonants, including fundamental frequencies, formant and antiformant frequencies, spectral slope parameters, durations and amplitudes, and formant transitions on adjacent vowels. The median values for frequencies of the first, second, and third formants of the [m] consonant measured as 262, 1255, and 2418 Hz for the men, and 279, 1425, and 2444 Hz for the women; the values for [n] consonants were 270, 1546, and 2507 Hz for the men, and 295, 1690, and 2794 Hz for the women. In the narrow band amplitude histogram used to show the antiformant, we observed that the bands with the lowest amplitudes fell between 1500-2000 Hz for [m] and [n]. In addition, it was determined that the most important acoustic parameter indicating “the palatal n” is formant movements on neighboring vowels. The inconsistencies reported in the literature on acoustic properties of nasal consonants, especially related formant values, was also observed in our study. We then decided that it would be appropriate to use a single vowel neighborhood instead of different vowel neighborhoods and further to increase the number of subjects to overcome this problem, particularly in clinical phonetic studies.

Keywords

Article Statistics

Number of reads 2,468
Number of downloads 683

Share

Journal of Turkish Studies
E-Mail Subscription

By subscribing to E-Newsletter, you can get the latest news to your e-mail.