Bu çalışmada, üniversite öğrencilerinin benlik ayrımlaşması ile özgecilik düzeyleri arasındaki ilişkileri belirlemek ve benlik ayrımlaşma düzeyleri ile özgeciliğin demografik değişkenler açısından anlamlı bir farklılık gösterip göstermediğini araştırılması amaçlanmıştır. Araştırmanın örneklemi, bir devlet üniversitesi’nde okuyan 252 öğrenciden (167 kadın, 85 erkek) oluşmaktadır. Araştırmada ölçme aracı olarak Doğan ve Sapmaz (2012) tarafından geliştirilen ve özgeci tutum, davranış ve düşünceleri içeren 15 maddeden oluşan Özgecilik Ölçeği; Skowron ve Friedlander (1998) tarafından geliştirilen ve 2003 yılında revize edilen, Işık ve Bulduk (2015) tarafından Türkçeye uyarlanmış 20 maddeden oluşan ve “Duygusal tepkisellik (DT)”, “Ben pozisyonu alma (BP)”, “Duygusal kopma (DK)” ve “Başkalarına bağımlılık (BB)” olmak üzere dört alt boyuttan oluşan Benlik Ayrımlaşması Ölçeği kullanılmıştır. Ayrıca bağımsız değişkene ait veriler için kişisel bilgi formu kullanılmıştır. Araştırmanın bulgularına göre, öğrencilerin cinsiyet ve akademik başarı düzeyi açısından özgecilik anlamlı düzeyde farklılık göstermektedir (p<0.05). Cinsiyet değişkeni açısından benlik ayrımlaşmasının bir boyutu olan duygusal tepkisellik; fakülte değişkeni açısından duygusal kopma boyutu; ailenin sosyo-ekonomik durumu değişkeni açısından ben pozisyonu alma boyutu; annenin eğitim durumu değişkeni açısından ise başkalarına bağımlılık boyutlarında anlamlı farklılıklar gösterdiği görülmüştür(p<0.05). Ayrıca araştırmaya katılan öğrencilerin benlik ayrımlaşması ile özgecilik düzeyleri arasında pozitif yönde anlamlı bir ilişki olduğu saptanmıştır (sig. 0.05>0,047). Benlik ayrımlaşması düzeyi açısından ise öğrencilerin demografik özellikleri incelendiğinde cinsiyet, fakülte, ailenin sosyo-ekonomik durumu ve anne eğitim durumu açısından anlamlı düzeyde bir farklılık bulunurken; sınıf düzeyi, akademik başarı durumu ve baba eğitim durumu açısında anlamlı düzeyde bir farklılık bulunmamıştır.
In this study, it was aimed to determine the relation between the self-discrimination and self-esteem levels of university students and to investigate whether there is a meaningful difference in the levels of self-discrimination and self-worth in terms of demographic variables. The sample of the study consisted of 252 students (167 female, 85 male) studying at a government university. A 15-item Self-Study Scale developed by Doğan and Sapmaz (2012) as a measurement tool in the research, including an altruistic attitude, behavior and thoughts; Emotional responsiveness (DT), "I do not take position (BP)", "Emotional rupture (DK)", which is composed of 20 items developed by Skowron and Friedlander (1998) and adapted in Turkish by Light and Bulduk (2015) "And" Dependence on others (BB) "were used for the Self-Discrimination Scale. In addition, a personal information form was used for the data of independent variables. According to the findings of the research, altruism differs significantly in terms of gender and academic achievement level of students (p <0.05). Emotional responsiveness, a dimension of self-discrimination in terms of gender change; the dimension of emotional breakdown in terms of faculty change; the socio-economic status of the family; it was found that there was a significant difference in dependency dimensions of the mother in terms of education status change (p <0.05). In addition, it was found that there was a significant positive correlation between the self discrimination and self-esteem levels of the students participating in the research (sig 0.05 0.05 0.047). When the demographic characteristics of the students were examined, there was a significant difference in terms of gender, faculty, socio-economic status of the family and education level of the mother in terms of level of self-discrimination; there was no significant difference in terms of grade level, academic achievement status and father education status.
By subscribing to E-Newsletter, you can get the latest news to your e-mail.