Kuşaklar arası kültürel aktarımın sağlanmasında en önemli olgulardan biri mimarlık eserlerinin korunmasıdır. Kapadokya bölgesi doğal sit alanı olmasının yanı sıra çevresindeki tescilli sivil mimarlık eserleri ile de ön plana çıkmaktadır. 2012 yılında başlayan ‘’Nevşehir Kalesi ve Çevresi Kentsel Dönüşüm Projesi’’ kapsamında alanda bulunan tescilli yapılarında hasar gördüğü tespit edilmiştir. Alandaki bu büyük değişim birer kültürel miras olan anıtsal ve sivil mimarlık örneklerinin korunmasındaki sorunları ortaya çıkarmıştır. Özellikle sivil mimarlık örneklerinin mevcut durumlarının tespitine dair bir çalışma olmaması sebebiyle bu eksikliği gidermeye çalışan bir deneme hazırlanmıştır. Kurum arşiv çalışması, literatür taraması, alan çalışması, fotoğrafla belgeleme ve sözlü kaynaklarla görüşmeler ile veriler toplanmıştır. 39 adet tescilli sivil mimarlık eserlerinin her biri yerinde incelenip durumları fotoğraflarla belgelenmiştir. Hasar durumlarına göre kategorize edilen tescilli sivil mimarlık örneklerini korumaya yönelik öneriler geliştirilmeye çalışılmıştır. Kentsel dönüşüm çalışmaları sırasında yeraltında bir takım tünel ve kaya boşluklarının tespit edilmesi alanın katmanlı kent dokusunu gösterirken kültürel mirasın korunmasında alanın bütüncül olarak ele alınıp karar üretilmesi gerekliliğinin öneminide göstermektedir. Üretilen kararlar tek yapı bazında olmamalı ve alanın tümüne dair bir kültürel miras alan yönetimi planın oluşturulması gerekliliğini bizlere göstermektedir. Tarihi yapıları, yapı gruplarını ve tarihi alanları korumak bizlere sadece teknik anlamda biçim ve strüktürlerine dair bilgileri aktarmaz döneme ait tüm izleri; sosyolojik durumunu, yaşam biçimlerini, dini ve ekonomik durumunuda aktarır.
Protection of architectural work is one of the most important events in ensuring cultural transmission between generations. Cappadocia region come forward with registered civil architecture works around it besides being a natural protected area. In the scope of Nevşehir Castle and Surrounding Urban Transformation Project started in 2012, it is identified that the registered works located in the area were damaged. This change in the area exposed the isues of protecting the samples of monumental and civil architecture which are cultural heritage. Since there isn’t a study especially to determine the samples of civil architecture, a trial has been prepared to fulfil this deficiency. The data has been collected by institution archive work, literature review, field work, photo documenation and oral interview. 39 registered architectural works has been examined in place and conditions are photographed. Proposals have been developed to protect civil architecture works which are categorized according to its conditions. On the one hand, identifying some underground tunnel and rock cavities during urban transformation studies demonstrates that the area has layered structure, on the other hand it shows the importance of the necessity of making decission by considering the area as a whole to protect cultural heritage. The decisions shouldn’t be on a single structure based and should show us the necessity of cultural heritage area management plan which covers all the area. Protecting historical buildings, building groups and historical areas not only inform us about form and structure as a mean of technical sense but also inform about its term, sociological conditions, lifesytle, and the religious and economic situation.
By subscribing to E-Newsletter, you can get the latest news to your e-mail.