Bu çalışma, 17. yüzyılda Amid Mahkemesi'nde ele alınan bir "katl" davasında davacı aileye diyet olarak verilen bir takım çiftlik hayvanı, kümes hayvanı ve gündelik kullanım eşyaları arasında zikredilmiş, "berdel usulü"yle gelin giden Zarife adlı kadının davası esas alınarak kaleme alınmıştır. Hasımlar arasında berdel evliliği usulüyle kurulacak akrabalığın muhtemel kan davalarını engelleyeceği düşünülmüş olmalıdır. Bunu mahkemeye sunan ise sulh aracısı kişilerdir ki bunlar hukuki terminolojide "muslihûn-i müslimûn" olarak ifade edilmiştir. Davada, suçlu yerine, ailesinden bir kadın cezalandırılmıştır ve hasım aileye gelin olarak verilmiştir. Bu hususu ise "töre" denilen "sözlü hukuk"un şer'i hukukta yer bulmasına bağlamak mümkündür. Bundan dolayı araştırmada ele alınan kavramlardan biri töredir. Birden fazla hukukun geçerli olmasından dolayı, sistemi "çoklu hukuk" olarak kabul etmek mümkündür. Aşiret hukukunun yani törenin mahkemede çözüm olarak kabul edilmesi zorunlu olarak aşiretli toplumlar hakkında bazı değerlendirmelere sebep olmaktadır. Bu bağlamda, aşiret yapılarının kaynaklardan takibine girişilmiş, inceleme döneminde ve bu döneme yakın tarihlerde Doğu ve Batı toplumlarında dikkate değer benzerlikler üzerine bazı görüşler sunulmuştur. Çalışma, kan davalarının çözümü için bir başvuru metodu olan berdel usulünü de kapsamaktadır. Çalışmada dikkat çekilen diğer bir problematik mahkemenin verdiği kararın içeriğidir. Mahkemenin kararı, İslam Hukuku'nun ve evrensel hukukun temel prensiplerinden olan "suçun şahsiliği" ilkesiyle çelişmektedir. Bireysel bir suçun cezası suçlu yerine suçlunun yakınlarından birine ödettirilmiştir.
A set of livestocks, fowls and daily usage items which were given as a blood money to the complainant family in the case of “murder” which was considered in Amid Court in 17. Century were mentioned and the case of woman whose name is Zarife and who got married with the bride exchange method was written as the base in this study. The relationship which would be established between the hostiles with the bride exchange method might have been thought to prevent the possible blood feuds. The people who presented it to the court are the peace-intermediary people so that they are stated as “muslihun-i muslimun” in the legal terminology. In the case, instead of guilty, a woman from her family was punished and given to the hostile family as a bride. It is possible to associate this manner with another manner that “ the verbal law” which is named as “ morals” takes place in “the sharia”. Thus, one of the concepts which is considered in the research is the morals. As more than one law is valid, it is possible to accept the system as “ The multiple law”. The acceptancy of tribe law,namely morals, as a solution causes some evaluations about the socities with a tribe by necessity. In this context, The tribe structures were followed from the sources, some opinions were given on the significant similarities in the east and west societies on the recent history of the period. The study includes the bride exchange method as a application method for the solution of blood feuds. Another problematic point in the study is the content of the verdict of the court. The court’s decision contradicts with the principle of “ the privity of guilty” which is one of the main principles in Islam Law and the universal law. The pubishment of a personal crime was made someone of the guilty person’s relations pay instead of the criminal one.
By subscribing to E-Newsletter, you can get the latest news to your e-mail.