Eşlerin Dinsel Algı ve Yaşayışına Göre Evlilikte Dindarlık ve Maneviyat Huzur mu, Kusur mu?

Author:

Number of pages:
79-106
Language:
Year-Number:
2018-Volume 13 Issue  2

Hemen hemen her din, teklif ettiği insan ve toplum modeliyle mensuplarının fiziksel, ruhsal ve sosyal sağlığını korumayı ve geliştirmeyi hedefler. Bu bağlamda dinlerin evlilik ve aile hayatını da düzenlemeye gayret ettiğini görmekteyiz. Özellikle eş seçimi, eşlerin birbirleriyle ilişkileri, cinsellik, evliliği sürdürme ve sonlandırma gibi hususlarda va’zedilen emir ve tavsiyeler bu kapsamda ele alınabilir. Buradan hareketle ilkesel olarak dinlerin aile ortamında yaşanan çeşitli sorunlara karşı hem koruyucu hem de çözüm üretici bir rol üstlendiğini söylemek mümkündür. Ancak dinin bireyle buluşması olarak ifade edebileceğimiz dindarlık ve maneviyat söz konusu olunca durum değişebilmektedir. İşte bu çalışma eşlerin dindarlık ve maneviyat algısı başta olmak üzere dinî yaşayış biçimleri, dinî kimlikleri ve dünya görüşlerinin evlilik hayatını nasıl ve ne yönde etkilediğini anlamaya çalışmaktadır. Araştırmanın temel problemi “modernlikten postmodernliğe doğru evrilen dünyada eşlerin dindarlık ve maneviyat düzeyleri evlilik hayatının huzurlu olmasına, sorunların çözülmesine ve boşanmaların önlenmesine destek sağlayabilir mi? sorusudur. Çalışmaya Adana’da ikamet eden 37 kişi katılmıştır. Bunların 17’si evli, 9’u boşanmış, 11’i bekârdır. Tamamı yüksek öğretim mezunu olan katılımcıların yaş aralığı 23-42’dir. Yarı yapılandırılmış mülakat tekniği ile toplanan veriler önce gruplandırılmış daha sonra anlayıcı geleneğe bağlı olarak yorumlanmıştır. Ulaşılan sonuçlara göre eşlerin dindarlık ve maneviyatla ilişkisi evlilik ortamına üç şekilde tesir etmektedir: Birincisi, dindarlık ve maneviyat eşler arası sorunları önleme ve çözmede olumlu bir role sahiptir. İkincisi dindarlık ve maneviyat, eşler arası sorunları çözmede durumsal ve bağlamsal olarak devreye girmektedir. Üçüncüsü ise postmodernleşme sürecinde dindarlık ve maneviyatın bireyler üzerindeki etkisi gittikçe azalmakta, imanın hazzı yerini dünyanın hazzına bırakmaktadır. Elde edilen bulgular üniversite mezunları açısından değerlendirilecek olursa şu tespitleri yapmak mümkündür: Dindarlık ve maneviyat, aile ortamında tezahür eden hafif sorunlara karşı etkili bir faktör olarak devreye girerken cinsellik başta olmak üzere ağır ve köklü sorunlarda “koruyucu muhafaza kabı” olma özelliğini her geçen gün yitirmektedir. Bu noktada postmodern dönemde din ve maneviyat evlilik içi sorunların çözümünde hafif soğuğa karşı korusa da şiddetli soğuktan koruma özelliği bulunmayan “yıprandıkça incelmiş palto” veya “ince pardösü”ye benzetilebilir.

Keywords


Almost every religion aims to protect and improve the physical, mental and social well-being of its members through the model of human and community it offers. In this context, we see that religions have tried to regulate marriage and family life. Especially the orders and recommendations advised in matters such as selection of spouse, relationship of spouses with each other, sexuality, maintanence and termination of marriage can be considered within this scope. Starting from this point of view, it is possible to say that religions as principal play a role both as a protector and as a solution producer against various problems encountered in the family environment. However, when it comes to religion and spirituality that we can express as the meeting of religion with individual, the situation can change. This study tries to find out how and in which direction spouses perception of religiosity and spirituality in particular, forms of religious life, religious identities and worldviews influence marital life. The basic problem of the research is that " in the evolving world from modernity to postmodernity, can the level of religiosity and spirituality of spouses support for marital life to be peaceful, solving problems and preventing divorce?” 37 people who reside in Adana participated in the study. Of these, 17 are married, 9 are divorced, 11 are single. The age range of participants who are all graduates of higher education is 23-42. The data, collected with the semi-structured interview technique, were grouped first and then interpreted according to the understanding tradition. According to the results, the relation of spouses to religion and spirituality affects the marriage environment in three ways. First, religiosity and spirituality have a positive role in preventing and resolving interspousal problems. Secondly, religiosity and spirituality are engaged in situational and contextual ways of solving interspousal problems. Thirdly, in the process of postmodernization, the effect of religiosity and spirituality on individuals are gradually diminishing, the pleasure of faith leaves its place to the pleasure of world. If the findings are evaluated in terms of university graduates, it is possible to make the following determinations: While religiosity and spirituality come into play as an effective factor against mild problems that arise in the family environment, they lose their “safe container” characteristics on heavy and deep problems, sexuality in particular, day by day. At this point, in the postmodern era, while religion and spirituality protect spouses against mild cold in the solution of marital problems, they can be likened to a "get weared off coat" or "thin overcoat" that lacks the protection from severe cold.

Keywords

Article Statistics

Number of reads 2,230
Number of downloads 853

Share

Journal of Turkish Studies
E-Mail Subscription

By subscribing to E-Newsletter, you can get the latest news to your e-mail.