Edebiyata kültürel zenginlik ve renkli motifleriyle ayrı bir tad katan sözlü anlatı geleneği, yüzyıllar öncesine dayanmaktadır. Bu gelenek ve kültürel zenginlik içinde yer alan en önemli sanat yapıtlarından biri de Türklere ait olan Dede Korkut Anlatılarıdır. Bu anlatılar, Türklerin özelliklerini, gelenek ve göreneklerini yansıtan ilk sözlü anlatılar olarak kabul görür. Bu hikâyelerde yer verilen olağanüstü durum ve yansımalar, bu anlatıların ortak özelliklerini oluşturur. Anlatıların kahramanları genellikle Türk’tür. Bu kahramanlar amaçları uğruna, gerçek olan ya da olmayan, somut ya da soyut, eyleyenlerle sürekli bir savaşım halindedir. Belirli amaçlar uğruna savaşım veren kahramanlarının yanısıra, Dede Korkut Anlatıları, Türk toplumunun yaşam biçimini, ahlaki ve kültürel değerlerini de ortaya koyan önemli kültürel araçlardır. Bu anlatıların arasında en göze çarpan hikâyelerden biri de, bu çalışmanın temel konusunu oluşturan, Duha Koca Oğlu Deli Dumrul anlatısıdır. Bu çalışmada, anlatının başkahramanı olan Deli Dumrul’un maruz kaldığı olgu ve olaylar, hayata tutunmak için verdiği mücadele ve sınavlar, Algirdas Julien Greimas’ın eyleyenler şeması çerçevesinde çözümlenecektir. Aslında, halk masallarının genel kabul gören gerçeği, iyilerin ödüllendirilip kötülerinse cezalandırılmasıdır. Göstergebilimsel bakış açısıyla, bu genel gerçeğin Deli Dumrul anlatısında da olup olmadığını ortaya koymak bu araştırmanın temelini oluşturmuştur. Araştırmanın sonunda bu genel gerçeğin doğruluğu, Deli Dumrul anlatısında kısmen de olsa görülmüştür. Anlatıdaki sonuç durumu, doğaüstü güçlerden ve dinsel değerlerden destek alınarak çözülmektedir. Bu durumda da anlatının olumlu sonuçlanması, dinin ve inancın toplumdaki olumlu işlevini yerine getirdiği düşüncesine bağlanmaktadır.
Oral narrative tradition dates back centuries, and it has a great variety of rich culture and colorful motives in literature. Within this cultural wealth, one of the most significant works of art is Dede Korkut narratives accepted as the oldest epic tales belonging to Turks which are the stories that can be shown as the earlier examples of oral literature in Turkish culture. The common point of the tales is to have fantastic expressions. The heroes are Turks, and they usually fight against different actants which can be real or abstract. Moreover, the tales put forward the form of life, moral and cultural values in Turks’ life. Among the tales, one of the most outstanding tales of Dede Korkut is The Story of Delu Dumrul that is read and interpreted in the sense of semiotics. In this study, we handle the struggles and testings of Deli Dumrul as an actant within the context of Paris Semiotic School’s actantial schema. It is a fact that folk tales have some special features such as good is always rewarded while bad is punished. By adhering to the literary semiotics perspective of the school, it is the point of departure of this research to reveal if the situation is valid for this epic tale. At the end of the research, the validity of the general fact belongs to the folk tales stated above is partly actualized in Deli Dumrul narrative. The state of the result in the narrative is solved by taking the support of the supernatural forces and religious values. In this case, the positive ending of the narrative depends on fulfilling the function of both belief and religion positively in the society.
By subscribing to E-Newsletter, you can get the latest news to your e-mail.