Felsefe tarihinde Tanrı’nın niteliğine, Tanrı, insan ve evren arasındaki ilişkiye dair birçok görüş ileri sürülmüştür. Varlığın ne olduğunun açıklanması için ortaya konan bu konuyla ilgili görüşlerden hareketle değerler yapısı oluşturulur. Ayrıca bu bağlamda insanın ne olduğu da izah edilmeye çalışılır. Varlıkla ilgili meydana getirilen fikirler soyut bir alana tekabül etmektedir. Dolayısıyla bu alandaki fikirler, düşünceyi ortaya koyan kişi ya da kültürel ortamın zenginliğini de açığa çıkarır. Tanrı’nın aşkın ya da içkin olması meselesi felsefe tarihinde üzerinde tartışılan önemli bir konudur. Tanrı’nın ve Tanrı’nın varlıkla olan ilişkisinin açıklanması insanın kendisini anlamlandırması ve değerler yapısının kurulması, devam ettirebilmesi için gereklidir. Bu bağlamda Tanrı’nın sonsuz, bir ya da çok, aşkın ya da içkin olup olmadığı; nasıl yarattığı, ruhun ve maddenin ne olduğu tavzih edilmeye çalışılır. Bunun yanı sıra yine tikellerin gerçekten var olup olmadığı, Tanrı’nın tikelleri bilip bilmediği; insanın Tanrı’yı nasıl bilebileceği araştırılır ve bu araştırılan soruların cevapları çerçevesinde ahlaki bir yapının esaslarının neler olacağı belirlenir. Batı felsefesi düşünce geleneğinde bu tür birçok yaklaşımı görmek mümkündür. Doğu felsefe geleneğinde de belirtilen konular dâhilinde birçok görüşün oluşturulduğu fark edilmektedir. Bu bağlamda bakıldığında anlaşılmaktadır ki Doğu felsefe geleneğinde de oldukça gelişmiş ontoloji teorileri mevcuttur. Bunun yanı sıra, düşünce sistemleri incelendiğinde, Batı felsefesi ve Doğu felsefesi geleneğinin birbirinden bütünüyle kopuk veya ilişkisiz olmadığı ortaya çıkmaktadır. Bu kapsamda yapılmış olan çalışmada, Hint inanç sisteminin en önemli metinlerinden birisi olan Bhagavadgita’da geçen felsefi fikirler, Plotinos ve Spinoza’nın görüşleriyle karşılaştırılarak ortaya konmaya çalışılmıştır.
Various view about God’s nature, relationship between God, human and universe are submitted in the history of philosophy. At the same time these views put forward what being is and created system of values. It is also tried to explain what human is. As a result all these views correspond to an abstract field and uncover cultural wealth. Being immanent or transcendent of god is one of the most important problems addressed in the history of philosophy. Because this issue contain to relationship between God and being, meaning of human and the existence of the values system. In this context whether the god is infinite and single or plural and immanent or trancendent, how created universe, , what the soul and matter is, how God created universe is tried to explain. In addition to this, whether particulars exist or not, God knows particulars or not and how human knows God is researched and in the context of answers of this researched questions, what the principals of a moral structure will be is identified. It is possible to see such approaches in western and eastern philosophy. It appears in this context that Eastern philosophy also have advanced ontological understanding. In addition this, it is noticed that eastern and western philosophy aren’t seperated and they associated with. In this article, in Bhagavad Gita, is one of and most important text Indian belief system, Plotinos and Spinoza's thought is tried to compare with each other.
By subscribing to E-Newsletter, you can get the latest news to your e-mail.