“Hepimiz aynı yolun yolcusuyuz.” Kaygı (anksiyete) elem doğrultusunda artmış bir duygu durumudur. İnsanlar kaygıyı kültürel, toplumsal, zihinsel yapılarına ve düzeylerine göre sözcükler, davranış biçimi ve eylemlerle anlatmaya çalışırlar. Kaygıyı anlatan bütün sözcükler, davranış biçimi ve eylemler geleceğe yönelik endişe, kararsızlık karmaşa, korku, kötümserlik ve umutsuzluk içeriğini taşır. Kaygı -zevk ya da üzüntü gibi- bir sürü duygu arasından herhangi bir duygu değildir. Kaygı çevresinde her şeyin döndüğü bir eksen olarak sahneye çıkar. Kaygı bireyin, varoluşunun imha edilebileceğine ve hiç olacağına dair farkındalığının oluştuğu öznel halidir. Kaygıya varoluşsal açıdan bakmaktaki hedef, ona özgün gücünü geri vermektir. Kaygı hem elem hem dehşeti içine alan bir tehdidin deneyimlenmesidir. Bir varlığın çekebileceği en acı dolu ve en temel tehdittir. Ömer Hayyam’ın yaşadığı devir, dinin, tasavvufun ve müspet ilimlerin birbiriyle çarpıştığı bir zamandır. Hayyam, hayatın hazzını tam manasıyla duyarak hayatı şuurlu bir şekilde sever, manasız dertler ve mahrumiyetler içinde geçirmeğe gönlü razı olmaz. Hayyam’ın rubaileri gündelik hayatının tam bir ifadesi değil, ruhundaki ürperişlerin yankılarıdır. O, yaşamanın hazzını kuvvetle duyan bir hakikat arayıcısı, olgun bir filozof, aynı zamanda zarif ve hassas bir insandır. İnsana, akla ve irfana büyük önem verir, düşüncelerini saklamaz. Bu varoluşsal duygu Ömer Hayyam’ı da ele geçirir. Ömer Hayyam’ın rubailerinde yaşadığı anlamsızlık duygusu, varoluşsal kaygı ve ölüm kaygısı derin bir şekilde hissedilmektedir. Yaşamış olduğu kaygıyla baş edemeyen Ömer Hayyam ruhsal olarak rahatlamak amacıyla farklı çözüm yolları arar. Psikolojinin diliyle kaygısıyla baş edebilmek için savunma mekanizması geliştirir. Şarap Hayyam’a aradığı sükûneti bahşeder.
We are all on the same journey. Anxiety is a feeling of increased emotional state. People try to describe their anxiety according to their cultural, social, and mental structures and levels of words, behavior and actions. All words, behavior, and actions that describe anxiety carry with concern the future, ambivalence confusion, fear, pessimism, and hopelessness. Anxiety - like pleasure or sadness - is not a feeling among many feelings. Around the anxiety turns into an axis where everything turns. Anxiety is the subjective state in which the individual has the awareness that existence can and will be destroyed. The goal of looking at the existential in anxiety is to give back to it the original power. Anxiety is experiencing a threat that involves both pain and disaster. Anxiety is experiencing a threat that involves both pain and disaster. It is the most painful and the most basic threat an entity can attract. Omer Hayyam's time is a time when religion, mysticism and affirmations collide with each other. Hayyam loves life in a conscious way by hearing the pleasure of life in its full sense, and will not be willing to tolerate it in unimportant troubles and deprivations. Hyoyam's rubail is not a perfect expression of everyday life, but the echoes of the creeps in his soul. He is a truth seeker, a mature philosopher, and a graceful and delicate human being who strongly listen to the pleasures of life. People, minds and lore are very important, do not hide their thoughts. This existential feeling seizes Omer Hayyam. The sense of meaninglessness, existential anxiety and death anxiety experienced in Ömer Hayyam's rubail is deeply felt. Omer Hayyam, who can not cope with the anxiety that she has lived, seeks different solutions for spiritual relaxation. The language of psychology develops a defense mechanism to cope with the worry. Wine gives Haiyam his calmness.
By subscribing to E-Newsletter, you can get the latest news to your e-mail.