Geçtiğimiz yüzyıllarda sanayi ve hizmet sektörlerinin ortaya çıkışı ile tarım sektörü arka plana itilmiştir. Gelişmiş ülkeler tarım sektörünün önemini hızlı bir şekilde yeniden kavramış ve akabinde en gözde sektör olarak tarım sektörüne yeniden gerekli desteği sağlamışlardır. Ancak gelişmekte olan ve az gelişmiş ülkeler sanayiyi tarıma tercih etmeleri nedeniyle ne sanayi ve hizmet sektörlerinde başarılı olmuşlar ne de tarımda yeterli düzeyde üretime sahip olmuşlardır. Çünkü sanayi ve hizmet sektörlerinin direkt veya dolaylı girdilerinin başında tarım sektörünün çıktıları olan tarım ürünleri gelmektedir. Gelişmiş ülkeler veya onların kontrolünde olan uluslararası kuruluşlar tarafından dayatılan politikaları uygulayan az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler tarım sektöründeki desteklerini azaltmışlar ve bu ülkeler tarımda ithalata bağımlı hale gelmişlerdir. Türkiye’de de uzun yıllar iktidarlar tarafından birinci hedef olarak tarımı küçültüp sanayi ve hizmet sektörlerini büyütmek tercih edilmiştir. Buna kontrolsüz dışa açılma politikaları da eklenince hizmet sektörünün büyük bölümü yabancılaşmış, sanayi üretimi yetersizliği dolayısıyla dış ticaret açıkları önemli boyutlara ulaşmıştır. Yanlış destekleme politikaları ve buna bağlı olarak desteklerin azaltılması ile Türkiye tarım ve hayvancılık sektöründe ithalata bağımlı hale gelmiş, tarım alanları daralmış, tarımda istihdam gereksinimi azalmış ve hızlı bir şekilde kırdan kente göç gerçekleşmiştir. Çalışmada tarımsal destekleme politikaları ile kırdan kente göç arasındaki ilişki analiz edilmektedir. Buna göre tarımsal destekleme politikaları ile kırdan kente göç arasında pozitif yönlü bir ilişki görülmektedir. Kırdan kente göçün durdurulması veya tersine döndürülmesi için tarımsal desteklerin artırılması ve bu desteklerin tarım alanına veya görece üretim miktarına bağlı değil, milli menfaatlere, istihdam artışına ve kırsal alanların verimliliğine bağlı olarak yeniden yapılandırılması gerekmektedir.
With the advent of industrial and service industries in the past centuries, the agricultural sector has been pushed into the background. Developed countries have quickly realized the importance of the agricultural sector and have returned to providing the necessary support to the agricultural sector. However, because of a preference in the industrial sector over the agriculture sector developing and underdeveloped countries have not been successful in either industry. This is because agricultural products, whether direct or indirect, are the sources that most of the industrial sector uses as raw material for producing finished goods. Pressured by developed countries and international institutions on these developing and underdeveloped countries has influenced policies of less support for agriculture, which resulted in more imports creating a dependency on foreign countries. For many years Turkey’s governments have worked to shrink the agriculture sector while expanding the industrial and service sectors. When we add to the mix irresponsible outsourcing policies and the need to be part of a global market, much of the service sector are now owned by foreign companies and the foreign trade deficits have reached critical proportions. Bad policies has lead Turkey to be dependent on imports in the agricultural and livestock sector. Reducing support for agriculture, reduced farming, agricultural employment decreased and increased migration from rural to urban areas rapidly. In the study, the relationship between agricultural support policies and migration from rural to urban is analyzed. According to this, there is a positive relationship between agricultural support policies and migration from rural to urban areas. Increasing agricultural subsidies to stopping or reversing migration from the town to the city should be restructured not for personal gains but for national interests, employment growth and the productivity of rural areas.
By subscribing to E-Newsletter, you can get the latest news to your e-mail.