Öykülerinin merkezine insan sevgisini yerleştiren Nursel Duruel, insanın içinde bulunduğu koşullarda şekillenişini, koşullara direnişini, zaaflarını ve güçlü yanlarını ele alır. Öykülerinde insanların hep neyi kaybettiği üzerinde duran yazar, çocukluk safiyetinin bozulmamışlığını hatırlatır. Büyüklerin dünyasında güzellik, kardeşlik, dostluk yoktur. Tarlada bir gelinciğe dokunan çocuk, tüm gerçekliği kavrar ama büyüklerin dünyasına ulaşınca, safiyetini yitirir; kimliğini kaybeder ve daracık hayatlarda sıkışıp kalır. Ben kimim? sorusu etrafında düğümlenen bir hayatı yaşamaya mecbur kalır. Gerek iç göçler gerekse dış göçler en çok çocuk kahramanların hayatlarında parçalanma meydana getirir. Göçle birlikte aileler parçalanmakta, anlayışlar değişmekte, kuşaklar arası çatışmalar yaşanmaktadır. Yollarını, kurallarını, doğrularını ve yanlışlarını kimin belirlediği belli olmayan bu kimliksizleşme serüveninde çocukluk sığınılacak bir liman olarak görülür. Modern hayatın her gün biraz daha yok ettiği bir dünyada çocuk duyarlılığını öykülerine taşıyan Duruel, sosyolojik bir gerçekliği de didaktikliğe düşmeden anlatır. Bu çalışmada Nursel Duruel’in öykülerinde özellikle üzerinde durduğu çocukluğa dönüş ve çocuk kahramanların hayata tutunabilme çabaları üzerinde durulacaktır. Yazarın bazı öykülerinde kullandığı çocuk bakış açısının kurguya olan etkisi de irdelenecektir. Nitelikli bir öykü evreni kurma amacını güden yazarın, çocukların saf, masum dünyasını kullanarak büyüklerin dünyasını nasıl anlamlandırmaya çalıştığı da bu çalışmanın kapsamına girmektedir.
Nursel Duruel who grows philanthropy in the center of her short stories discuss people’s resistance, weaknesses and strengths. The author focusing on what they have lost, reminds the integrity of childhood purity. In the grown-up world, no beauty, friendship and brotherhood exists. A child who touches a corn rose understands all the reality but when it reaches to the grown-up world, it loses its purity and identity and get stuck in narrow lives. They have to live a life around the question of “Who am I?”. Both domestic migration and emigration cause deterioration mostly in child heroes’ lives. With migration, families break down, perceptions change and conflicts of generations occur. In this identification process in which the people who determines the ways, rules and truths are not clear, childhood is supposed to be a safe haven. Duruel, who pays attention to childhood susceptibility in her short stories, tells sociological authenticity without didactics. In the present study, turning back to childhood and struggles of child heroes in their lives in Nursel Duruel’ short stories will be investigated. The effect of childish point of view on fiction in some of her stories will also be examined. Moreover, the fact that is included in the current study is that the author, who aims to come up with eligible short stories, attempts to make sense of the grown-up world.
By subscribing to E-Newsletter, you can get the latest news to your e-mail.