1991 yılında Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği’nin dağılması ile birlikte Türk Cumhuriyetlerinin bağımsızlıklarını kazanması, bölgenin gerek konumu gerekse sahip olduğu enerji kaynakları açısından ilgi odağı haline gelmesine neden olmuştur. Çoğu ülkenin bölgeden pay alabilme yarışına girdiği bir dönemde taraflar arasında varolan tarihi ve kültürel bağlar Türkiye’nin diğerlerine göre avantajlı bir durum elde etmesini sağlamıştır. Ne var ki, söz konusu bağlar yakınlaşmanın yanında sorumluluk ve beklentiyi de beraberinde getirmiştir. Bu doğrultuda bağımsızlıklarını ilan eden Türk Cumhuriyetlerini ilk tanıyan ülke Türkiye olmuş ve ihtiyaç duyacakları her konuda destek olmaya hazır olduğunu belirtmiştir. Türkiye ve Türk Cumhuriyetleri arasında 1991’den sonra yeterliliği tartışılsa da siyasi, ekonomik ve kültürel ilişkilerin geliştirilmesine yönelik önemli adımlar atılmıştır. Çok sayıda anlaşma ve protokol imzalanmıştır. Türkiye, Türk Cumhuriyetlerine yönelik olarak uyguladığı politikada ulusal kurumların yanı sıra uluslararası kurumlara da aktif biçimde rol vermiş; faaliyetleri sadece devlet eliyle yürütmekten ziyade özel sektör kuruluşlarına da bölgede gerçekleştirilecek projeler kapsamında fırsat tanımıştır. Türkiye’nin 1991 sonrasında Türk Cumhuriyetlerine yönelik olarak izlediği politikalara, çeşitli kurumlar vasıtasıyla gerçekleştirdiği faaliyetlere bakıldığında kültür alanında eğitim ve iletişimin en öncelikli meseleler olduğu görülmektedir. Bu çalışma Türk Cumhuriyetleri ile Türkiye arasındaki kültürel ilişki ve tarihi bağların güçlenmesine yönelik gerçekleştirilen faaliyetleri ve “daha ne yapılabilir”i konu almıştır.
With the disintegration of the Soviet Socialist Republics in 1991, the independence of the Turkish republics has led to the region becoming a focus of attention in terms of both in terms of its position and its possession of energy sources. Historical and cultural ties between the parties at a time when most of the countries are in a race to get a share in the region have made Turkey enjoy an advantageous position compared to others. However, these ties have brought responsibility and expectations as well as convergence. Turkey was the first country to recognize the Turkish republics that declared their independence in this direction and stated that they were ready to support them in any way. Although we discussed the adequacy of Turkey and the Turkish Republics after 1991, important steps have been taken to improve political, economic and cultural relations. Numerous agreements and protocols have been signed. Turkey gave an active role to international institutions as well as national institutions in the politics it applies to Turkish Republics; it gives opportunity to the private sector organizations to conduct projects to be realized in the region rather than the activities done only by the state. Looking at the policy that Turkey followed towards the Turkish republics in 1991, education and communication in the field of culture seem to be the most important issues. This study is about the activities carried out to strengthen the cultural ties and historical ties between the Turkish Republics and Turkey and "what else can be done".
By subscribing to E-Newsletter, you can get the latest news to your e-mail.