Ankara’nın Başkent Oluşunun Yansımaları

Author:

Number of pages:
101-113
Language:
Year-Number:
2017-Volume 12 Issue 26

Bu çalışmada Milli Mücadele sonrasında Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş felsefesini barındıran ulus-devlet inşasının sembolü olan başkent meselesi ele alınmaktadır. Özellikle Mustafa Kemal, Osmanlı Devleti’nin tezahürü olan İstanbul’u başkent olarak görmek istemiyordu. Bu tutumun altında yatan en temel gerekçe hem İstanbul’un içinde bulunduğu sıkıntılı durum , hem de başkent değiştirilerek yeni bir devletin oluşturulmak istenmesidir. Heyet-i Temsiliye’nin Sivas’tan Ankara’ya taşınmasından itibaren başkent yaratılma ağırlığını tecrübe eden Ankara ileri başkent olacağını düşünmüyordu. Olsa olsa bu durum geçici bir durumdu. Ancak Gazi Mustafa Kemal, başından beri Ankara’nın başkent olarak görmek istediği her halinden belli etmişti. Bilhassa İstanbul’un kurtarılmasından sonra başkent sorunsalı bir anda yeni kurulan devletin kucağında yer aldı. İstanbul basını ve sefirleri İstanbul’un yeniden başkent olarak ilan etmesini beklerken; Mustafa Kemal, İzmir’de basına verdiği demeçte Ankara’nın başkent olarak ilan edileceğinden bahsediyordu. Nitekim 1923 yılında Ankara başkent ilan edildi. Fakat tüm sorunlar tüm haliyle ortadaydı. İstanbul’da halife yaşarken diğer taraftan İngiltere, Almanya, İtalya ve Fransa elçilikleri Ankara’da elçilik açmayacakları beyan etmiş; İstanbul basını ise bu durumun geçici bir heves olarak kalacağını ima eden yazılar kaleme almıştı. Fakat Mustafa Kemal, yeni bir başkent icat etmekte kararlıydı. Kararlı tutumu ve sergilediği dış politika çeşitliliği sayesinde bu baskıyı kırarken, İstanbul’dan kalan birçok kurumda Ankara’ya taşındı. Bu çalışmanın önemli bir kısmında İstanbul ile Ankara arasındaki gerilimi tüm hatlarıyla verilmeye çalışıldı.

Keywords


This work is addressing the Capital issue as a symbol of nation-state building, which contains the founding philosophy of the Republic of Turkey after the victory in the war of independence (Milli Mücadele). Especially Mustafa Kemal did not want to continue with Istanbul as the capital of the new Republic, since it was representing the Ottoman Empire. Thus, the fundamental reasons underlying this choice was the desire to establish a new state in creation of whose identity a capital would play a defining role, as well as the troublesome situation that the Istanbul was in. Even though Ankara had already begun bearing the responsibility of a capital ever since the Representative Committee (Heyet-i Temsiliye) was moved from Sivas to Ankara, it was not expecting to be a capital, considering it a temporary situation. On the other hand, Gazi Mustafa Kemal had given the impression at the very outset that he wanted to see Ankara as the new capital. Particularly after the liberation of Istanbul, the capital issue emerged as a new challenge for the newborn Republic. While the press and diplomatic community in Istanbul expected the city to be proclaimed again as the capital, Mustafa Kemal was declaring in his statement to the press in İzmir that Ankara would be the new one. Indeed, Ankara was proclaimed the capital in 1923. The problems however continued to exist: Caliph was still living in Istanbul; the embassies of the United Kingdom, Germany, Italy and France made public that they would not move to Ankara; and the Istanbul press was implying that this would remain as a temporary enthusiasm. Nevertheless, Mustafa Kemal was resolved in his ambition, and due to his determination, multi-lateral and multi-dimensional foreign policy, this pressure was gradually faded away, and many institutions left in İstanbul subsequently moved to Ankara. In a significant portion of this work, it is aimed to reflect in detail the tension experienced between İstanbul and Ankara.

Keywords

Article Statistics

Number of reads 1,847
Number of downloads 638

Share

Journal of Turkish Studies
E-Mail Subscription

By subscribing to E-Newsletter, you can get the latest news to your e-mail.