İslam âleminde hilafet, Hz. Muhammed vefat edince (632) ortaya çıkmış bir kurumdur. Hilafet, Dört Halife’den sonra Emevilere, arkasından Abbasilere geçmiştir. Osmanlı Devleti’ne hilafetin geçmesi 1517’de Mısırın alınmasından sonra olmuştur. 1924’te TBMM tarafından kaldırılmasına kadar Osmanlı padişahları tüm Müslümanların başı olarak halife unvanını da taşımışlar, Müslümanlardan saygı görmüşlerdir. İslam âlemini yakından ilgilendiren bir kurum durumundaki hilafetin kaldırılmasına Yugoslavya’da yaşayan Müslümanlar değişik şekillerde tepki göstermişler; bu konudaki fikirlerini Müslüman aydınlar basın aracılıyla duyurmuşlardır. Hilafetin kaldırılması konusunda aydınlar iki gruba ayrılmışlar; muhafazakârlar, halifesiz olunamayacağını iddia etmişler. Bu yüzden Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’e ağır eleştiriler getirmişlerdir. Yenilikçi aydınlar, muhafazakârlardan farklı olarak hilafetin kaldırılmasını memnuniyetle karşılamışlar; Atatürk’e övgüyle destek vermişlerdir. Muhafazakâr aydınlardan İbrahim Hakkı Çokiç ve Abdullah Ayni Buşatliç ile Nuriya Paşiç, konusunda klasik anlayışı savunmuşlar; hilafetin kaldırılmasının Boşnak asıllı Müslümanları ortada bıraktığını iddia etmişlerdir. Bunlara göre vakit geçirmeden tekrar hilafete dönülmesi gerekmektedir. Yenilikçi aydınlardan Hamdiya Çemerliç, Abdurahman Meşiç, Osman Nuri Haciç, Edhem Bulbuloviç, Maksim Svara, Munir Şahinoviç Ekremov, Atatürk’ün hilafet konusundaki icraatlarının olumlu olduğunu iddia etmişlerdir. Bunlara göre Atatürk, yaptığı inkılaplarla, özellikle hilafet kaldırmakla İslam dünyasına örnek olmuştur. Bu konuda ona Bosnalı Müslümanların destek vermeleri gerekir. Bosna-Hersek aydınları, kendi görüşlerine uygun gazete ve dergilerde yazdıkları yazılarla hilafet konusunu tartışmışlar; çağdaş anlamda bu alanda yapılanın önemini değişik örneklerle vurgulamışlardır. Bu makalede Atatürk’ün sağlığında Bosna-Hersek’te çıkan gazete, dergi ve kitaplarda hilafetle ilgili yayımlanan yazılar ve yazarları tespit edilip görüşleri ayrı başlıklar altında incelenecektir. Anahtar Kelimeler: Hilafet, Atatürk, Bosna-Hersek
Institution of “caliphate” encompassing the Islamic World has appeared when the prophet Mohammed passed away in 632. It is transferred to Ottoman Empire after the conquest of Egypt in 1517. Padişahs of the Empire has been called caliph until abolished in 1924 by Turkish Grand National Assembly. When the caliphate abolished, Muslims in Yugoslavia reacted the process in a myriad of different methods. Most of them, particularly Muslim intellectuals, were active in media. Intelligentsia was split over the abolition of caliphate of which the conservative party defended the vitality of caliphate. They critiqued Ataturk heavily. On the other hand, modernist intellectuals were appreciated due to its abolition unlike conservative ones, and were proud of Atatürk. Among the conservative intellectuals, İbrahim Hakkı Çokiç and Abdullah Ayni Buşatliç and Nuriya Pashic defended the classical concept; they claimed that the abolition of the Caliphate left the Bosniak Muslims alone. According to them, it is necessary to turn back to caliphate without wasting time. Innovative intellectuals Hamdiya Çemerliç, Abdurahman Meşic, Osman Nuri Hadzic, Edhem Bulbulovic, Maksim Svara, Munir Şahinovich Ekremov, Atatürk's actions on the issue of caliphate were regarded to be positive. According to them, Ataturk, with the revolutions he has made, is an example for the Islamic world, especially by removing the caliphate. Bosnian Muslims should support him in this regard. Intellectuals of Bosnia-Herzegovina discussed the issue through newspapers associated with their circle of view. This paper aims at investigating the pieces related to caliphate written in newspapers, magazines and books during the reign of Atatürk and setting forth the mainstream problems regarded by Bosnian intellectuals.
By subscribing to E-Newsletter, you can get the latest news to your e-mail.