Küreselleşmeyle birlikte risk toplumu, korku kültürü, güven olgusu gibi kavramlar sosyoloji literatüründe sıklıkla karşılaşılan ve üzerinde tartışılan toplumsal durumlar olarak karşımıza çıkmaktadır. Bahsi geçen kavramların üçü de modern çağın getirdiği değişimlerle birlikte geleneksel algıda meydana gelen değişimleri ve bu değişimlerden sonra insanlığın geldiği süreci ifade etmek için kullanılmaktadır. Teknolojik gelişmeler ve küreselleşme, beraberinde getirdiği değerlerle hem insanı hem de toplumları dönüştürmüş ve onları risklerle ya da korkularla karşı karşıya getirmiştir. Bu bağlamda devletlerin ve güç merkezlerinin de zaman zaman korkular üzerine insanı ve kimlikleri yeniden inşa ettikleri ve özellikle küresel korkular üzerinden anlamlar ürettikleri görülmektedir. Bu korkuları sağlıkla, ekonomiyle, kültürle ilişkilendirerek sıralamak mümkündür. Sağlıkla ilişkili olarak küresel grip vakalarını, ekonomiyle ilişkili olarak küresel yoksulluk vakalarını, kültürle alakalı olarak da 11 Eylül 2001 terör olaylarından sonra dünyayı biz-öteki şeklinde haritalayan küresel kimlik algılama biçimlerini örneklendirmek mümkündür. Bunlardan daha makro düzeyde toplumların üzerinde bir baskı aracı gibi duran küresel ısınma gibi ekolojik korkular ise başlı başına bir durumdur. Bütün bu olayların salt ilişkili oldukları alanlar dışında sosyolojik bağlamda analiz edilmesi gereken noktaları bulunmaktadır. Burada kuşkusuz kitle iletişim araçlarının da kullanılış biçimleri oldukça önemlidir ve dikkate alınması gereken bir noktadır. Hazırlanacak olan bu çalışma temelde küreselleşmenin getirdiği risk ve korku kültüründen hareketle iki aşamalı tasarlanacaktır. Çalışmanın ilk kısmında risk ve korkular, bunların toplumsal yansımaları ve küresel çapta korkular ve risk kaynakları sosyolojik açıdan değerlendirilecektir. Bu bağlamda sağlıkla ilişkili korkular, ekonomik korkular ve kültürel korkular ele alınacaktır. Sağlıkla ilişkili korkular içerisinde küresel hastalık vakaları ve bunların yarattığı toplumsal tutumlar ve yansımalar; ekonomik korkular içerisinde küresel yoksulluk vakaları ve bu tartışmaların yarattığı etkiler; kültürel korkuların merkezine yerleştirilen temel bağlam ise Suriyeli mülteciler ve onlar etrafında yaşanan tartışmalar olmuştur. Çalışmanın nihai hedefi, küresel bir risk dünyasında korkuların yarattığı toplumsal etkileri “yorgun toplumlar” imgesiyle ilişkilendirerek ortaya koymaktır.
With the globalization, terms like risk society, fear culture, trust phenomenon became well known situations in sociology literature that studied on frequently. All of these terms represents the changes in the traditional perception due to modern age and their after effects on the process of humanity. Technological developments and globalization with the values that they brought,transformed both humans and societies and made them face risks or fears. In this context, it is noted that countries and power centers rebuilt humans and identities based on fears and formed meanings on global fears. It is possible to list these fears identifying with health, economy, culture. It is also possible to exemplify these fears in global flu for health, global poverty for economy and 9/11 terrorist attack and us vs world mapping mentality that it created for culture. Ecologic fears like global warming, more on a macro level, is also used as oppression device on societies. All these events needs to be analyzed not only in their specific fields but also on a sociological scheme. The usage techniques of mass media, undoubtedly, are quite important and worth to take notice. The study will be prepared in two stages that are based on risk and fear culture stemmed from the globalization. In the first part of the study, risk and fears, their reflections on society and global level fear and risk sources will be assessed in sociological view. Fears about health, economy and cultural aspects will be taken into consideration. Global disease cases and attitudes and reflections that they caused in fears about health; global poverty and the effects that these discussions created in fears about economy; Syrian refugees and the discussions they caused in cultural fears are stated in the center of all three aspect. The ultimate aim of the study is to present social effects that fears caused in a global risk world, under the imagery of “tired societies”.
By subscribing to E-Newsletter, you can get the latest news to your e-mail.