Yazınsal Yapıtlarda Melezlik Olgusu ve Bir Eğretileme Olarak Çeviri

Author:

Number of pages:
817-826
Language:
Year-Number:
2017-Volume 12 Issue 22

Günümüzde melez kimliğini eserlerine yansıtan çok sayıda yazar vardır. Söz konusu yazarlar, çokkültürlü ve çokdilli bir dünyayı hedefleyen toplumumuzun temsilcileri gibidirler. Bununla birlikte bu yazarlar, onları oluşturan geçmişlerini inkâr etmezler. Onların kullandığı dil, çift kimliklerinin gerilim alanıdır adeta, çünkü dil kimliğin en önemli parçasıdır. Bu makale, etnometodolojik yöntemler çerçevesinde ve çeviribilim bakış açısıyla yazınsal yapıtlarda “kimlik” ve “aidiyet” kavramları bağlamında yazarı niteleyen çokkültürlülük ve melezlik olgularının yazıda izlerini sürmeyi hedeflemektedir. Sorunsalımızın kuramsal bölümünü oluşturan bu çalışmada özellikle, melez kişilerde, kimlikler arasındaki gelgitlerin, dönüşümlerin mecazi anlamıyla bir çeviri deneyimi, bir eğretileme olarak görülmesini ve o bağlamda ele alınmasını sağlamak üzere çeviribilim, sömürgecilik-sonrası söylem ve etnopsikiyatri alanları arasında düşünce boyutunda bağlar vurgulanacaktır. Özetle bu çalışmada amacımız kalıplaşmış, kural olmuş, genel algının ve ortak bilinç ve sağduyunun toplumsal eylemimize yansımasını (etnometodoloji), toplumsal bir eylem olan çeviri eylemine yansımasını incelemektir (çeviribilim).Toplumsal eylem olarak çeviri, varolanın dönüştürülmesi, evrilmesi, başka bir biçime geçmesidir. Çeviri artık belli bir disiplin açısından ele alınmamakta, çok disiplinli bir yaklaşım gerektirmektedir. Hatta çeviri artık merkezî önem taşıyan bir eğretilemeye, zamanımızın anahtar sözcüklerinden birine dönüştü diyebiliriz. Özetle çeviri kavramı sosyal bilimler için her anlamda tam bir buluşma noktasıdır, bir başka deyişle disiplinlerötesi bir anlayış olarak tüm sosyal bilim dallarını kapsar niteliktedir.

Keywords


Today, there are quite a number of writers, who reflect their hybrid identity upon their works. These writers are in a sense the representatives of our society that aims at achieving a multicultural and multilingual world. However, they do not deny the past that shaped their identity. Since language constitutes its most significant part, their language use is, in a manner, the area of tension between these two identities. This article aims at tracing back the notions of multiculturalism and hybridity in literature, in the scope of “identity” and “belonging” within the framework of ethnomethodology and from the perspective of translation studies. In this study, which constitutes the theoretical part of the main problem of our research, intellectual links between translation studies, postcolonial discourse and ethnopsychiatry will be dwelt upon particularly in the light of the said questions in order to ensure that the tides between and the transformations of the identities of hybrid personalities are addressed and studied as an experience of translation, as a metaphor. In short, our aim in this study is to analyse the reflection of stereotyped, normative perception along with collective consciousness and common sense to our social actions (etnomethodology), and to translation as a social act. Translation as a social act can be described as transforming and evolving the existing to a different form. Translation, now, is required to be studied with a multidisciplinary perspective. It can be argued that translation has become a significant metaphor, a key word. It can also be argued that the concept of translation has become a junction in social sciences, and it encompasses all the fields in social sciences as a transdisciplinary approach.

Keywords

Article Statistics

Number of reads 838
Number of downloads 400

Share

Journal of Turkish Studies
E-Mail Subscription

By subscribing to E-Newsletter, you can get the latest news to your e-mail.