Şevket Dağ, Türk resim sanatının önemli ressamları arasında gösterilmektedir. Nasıl ki Süleyman Seyyit natürmortları, Feyhaman Duran portreleri, Nazmi Ziya manzaraları ile tanınıyorsa, Şevket Dağ da tarihi eserlerimizin iç mekânlarını betimlemekle ünlüdür. Şevket Dağ’ın yaşamı, Türk resim sanatının kabuk değiştirdiği bir döneme isabet etmektedir. Klasik ve akademik tarz resmin Osmanlı’daki uygulayıcıları olan Hüseyin Zekai Paşa, (Şeker) Ahmet Ali Paşa ve Osman Hamdi gibi isimlerin son yılları ile İbrahim Çallı, Hikmet Onat, Feyhaman Duran ve Nazmi Ziya gibi empresyonist tarzın öncü isimlerinin sanat hayatının başında yolları Şevket Dağ ile kesişmiştir. Sanatçının kompozisyonlarındaki durağanlık ve çizgi kullanımı akademik sanatı, renk kullanımı ise empresyonistlerin özelliklerini çağrıştırmaktadır. 1902 yılında gerçekleştirilen Pera/Beyoğlu Sergileri’nde ismine rastladığımız sanatçı, ömrü boyunca neredeyse İstanbul ve Ankara’da açılan tüm karma sergilerde kalabalık bir eser sayısı ile katılmıştır. 1909 yılında kurulan Osmanlı Ressamlar Cemiyeti’nden itibaren, Türk Ressamlar Cemiyeti ve Güzel sanatlar Birliği üyeleri ile birlikte aynı çatı altında sanat hayatını sürdürmüştür. Sanatçının resim tarzı, çağdaşı Viçen Arslanyan’ın az sayıdaki üretimi bir kenara bırakılırsa, neredeyse tektir. Şevket Bey’in zaman zaman natürmort ve manzara üretimleri olmakla birlikte, tarihî cami, han ve çarşı yaşamı tuvallerinin esas temalarını oluşturmaktadır. Hemen hemen her sergide aynı süjeleri eserlerine aynı üslup ile aktaran sanatçının çalışmalarına eleştirmenlerin yaklaşımı, bu çalışmanın esas içeriğini oluşturmaktadır. Mümkün olduğu kadar çok sayıda süreli yayın incelenerek sanatçının katıldığı sergileri ve yapıtlarını ele alan yazılara ulaşılmaya çalışılmıştır. Yapıtlarına getirilen eleştiriler irdelenerek, sanat hayatına daha geniş bir bakış açısı kazandırılmaya çalışılmıştır.

Şevket Dağ is one of the most important painters of Turkish painting. Just like Süleyman Sayyit is known for his still life paintings, Feyhaman Duran for his portraits, Nazmi Ziya for his landscapes, Şevket Dağ is famous for portraying the interior of our historical monuments. Şevket Dağ’s life is in the period that was a turning point for Turkish painting. His path crossed with Hüseyin Zekai Pasha, Şeker Ahmet Ali Pasha and Osman Hamdi who are practitioners of classical and academic style in the Ottoman Empire and the pioneering names of the impressionist style such as İbrahim Çallı, Hikmet Onat, Feyhaman Duran and Nazmi Ziya. The stagnation and the use of the line in the artist's compositions evoke the characteristics of academic art and the use of color, impressionist style. The artist, whom we encountered in the Pera / Beyoğlu Exhibitions held in 1902, has participated in almost all the mixed exhibitions opened in Istanbul and Ankara for a lifetime with a number of works. Since the Ottoman Painters Society founded in 1909, he has continued his art life under the same roof with the members of the Turkish Painters Society and the Fine Arts Association. The painter’s style, if his contemporary Vicen Arslanyan’s productions are put aside, is almost unique. With the occasional still life and scenery productions of Mr. Şevket, historical mosque, inn and bazaar lives are the main themes of his canvases. Critics' approach to the work of the artist, in almost every exhibition he presents the same subjects and the same style, constitutes the main content of this work. As many as possible periodicals have been examined and attempts have been made to reach the writings dealing with his work and the exhibitions that the artist attended. Criticisms on his works have been examined and to gain a broader perspective on art life has been aimed.