Büyük Güçlerin Orta Doğu’daki Mücadeleleri ve Türkiye (1945-1960)

Author:

Number of pages:
1-18
Language:
Year-Number:
2017-Volume 12 Issue 9

II. Dünya Savaşından sonra, Batı’nın aktif dış politikasında belirleyici rol oynayan İngiltere, Fransa ve Almanya gibi devletlerin yerini savaştan fazla yıpranmadan çıkan Amerika Birleşik Devletleri aldı. Amerika’ya karşı koyabilecek tek güç ise, Sovyetler Birliğiydi. Bu iki gücün oluşturduğu soğuk savaş, bir süre sonra sıcak çatışmaya dönüştü. Sıcak çatışma alanları ise, önemli petrol yataklarına sahip olan Ortadoğu ve hinterlandındaki ülkelerdi. Soğuk Savaşın getirmiş olduğu sıcak çatışmanın yayılma alanı bir süre sonra Türkiye’yi de doğrudan etkiledi. Türkiye’nin dış politikada, özellikle Orta Doğu coğrafyasında tarihsel ve kültürel varlığını Demokrat Parti iktidarı ile beraber yeniden canlandırmak istedi. Türkiye’nin bu bölgedeki tarihsel ve kültürel bağlantılarına rağmen, Arap öğesinin başatlığı ve bu öğeye uzun süre yabancı olmasından dolayı başarılı politikalar güdemedi. Sonuçta Türkiye global sistem ve ülkeler arası çatışmalar gibi çok sayıda değişkenden etkilendi. Bu durumda Türkiye, hem bölgede etkin rol oynamak durumunda kaldı hem de bölgenin iç sorun ve çatışmalarla dolu girdaplarından uzak durması gerekiyordu. 1950’ler boyunca Türkiye, Orta Doğu’da meydana gelen olayları, NATO açısından değerlendirmeyi ulusal bir politika olarak benimsedi. Türkiye bu dönemde Arap devletlerinde meydana gelen milliyetçi akımlara ve bağımsız politika izleme isteklerini tam olarak anlayamadı. Orta Doğu’da meydana gelen bu yöndeki her girişimi, SSCB’nin Orta Doğu’ya sızması olarak değerlendirdi.

Keywords


After the Second World War, the United States of America that came out without much wear from the war took over from England, France and Germany which played a decisive role in the active foreign policy of the West. The only force that could oppose the United States of America was the Soviet Union. The cold war between these two forces turned into a hot battle after a while. The hot battlefields were the Middle East, which with important oil deposits and hinterland countries. After a while, the hot clash of the Cold War brought a direct impact on Turkey. Turkey’s foreign policy, especially in the Middle East geography, wants to revive its historical and cultural presence with the Democratic Party’s power. Despite Turkey's historical and cultural ties to this region, he did not have successful politics because of the dominance of the Arabic element and the fact that he was the stranger to this element for a long time. As a result, Turkey has been influenced in many ways, such as the global system and the conflicts between countries. In this case, Turkey had to play an active role in the region and had to stay away from the vortices of internal problems and conflicts of the region. During the 1950s, Turkey adopted a national policy to evaluate events in the Middle East in terms of NATO. Turkey did not fully understand the nationalist tendencies that have taken place in the Arab states and the demands for independent policy monitoring during this period. Turkey regarded every initiative in the Middle East as a penetration of the USSR into the Middle East.

Keywords

Article Statistics

Number of reads 2,216
Number of downloads 561

Share

Journal of Turkish Studies
E-Mail Subscription

By subscribing to E-Newsletter, you can get the latest news to your e-mail.