Kuantum öğrenme, kuantum fiziği ile ortaya çıkan gelişmelerden yararlanılarak oluşturulan ve pek çok yeni kuramın sentezlenmiş şekli olarak değerlendirilmektedir. Kuantum öğrenme yaklaşımı belirsizlik, olasılık ve bütünsellik ilkelerine dayanmaktadır. Kuantum öğrenme, sonuçları kesin ve net ifadeler yerine olasılıklar ile ortaya koyar. Olaylara holistik bir bakış ile yaklaşarak olayların birbirini etkilediğini ve birbirinden ayrılmayacağını vurgulamaktadır. MEB 2004 yılında eğitimde bilim felsefesi olarak Newton yerine Kuantum paradigmasını ve bilişsel-yapılandırmacı yaklaşımı dayanak olarak almış ve coğrafya öğretim programlarını da bu anlayışa göre hazırlamıştır. Öğrenci, kuantum öğrenme yaklaşımı ile coğrafi bilgiye ulaşıp her hangi bir coğrafi görseli farklı açılardan değerlendirme becerisi kazanmaktadır. Kuantum öğrenme ile yapılan coğrafya öğretimi öğrenciye, karşılaşılan sorunların üstesinden gelebilme, özgür düşünme, olayları derinlemesine analiz edebilme, yaratıcılık ve esneklik becerileri kazandırabilir. Kuantum paradigmasına göre hazırlanan coğrafya öğretim programının hedeflerini önceden kesin şekilde belirlemek güçtür ve ancak olasılıklar dikkate alınarak tespit edilebilir. Söz konusu anlayış, coğrafi olay ve sorunların, oluştuğu ortamlara ve koşullara göre değerlendirilmesini gerektirir. Öğrenci, bilgi yüklenen nesne durumundan bilgiyi üreten ve kullanan özne konumuna getirilmelidir. Öğrencilerin eleştirel düşünme becerileri ve bilimsel sorgulama yetenekleri kazanmaları sağlanmalıdır. Öğrencilerin düzenli aralıklar ile gerçek hayat problemleri ve çelişkili koşullar ile karşılaşması sağlanmalı, üstesinden gelmeleri için teşvik edilmelidirler. Öğrenme ortamı eğlenceli hale getirilerek öğrenmenin kalıcı olması sağlanmalıdır. Bu çalışmanın amacı, Kuantum öğrenmenin coğrafya öğretimine etkisini değerlendirmektir. Betimsel tarama yönteminin kullanıldığı çalışmada, Kuantum öğrenme üzerinde durulduktan sonra Kuantum öğrenmenin, coğrafya öğretiminde kullanılmasının sağlayacağı katkılar tartışılacaktır.

Quantum learning is assessed as the synthesized form of many new theories that are created by using quantum physics developments. The Quantum Learning approach is based on the principles of uncertainty, probability and completeness. Quantum learning outcomes are based on probabilities rather than definite and clear representations. It approaches events with a holistic perspective and emphasizes that the events affect each other and that they do not be separated from each other. In 2004, MEB took the quantum paradigm and the Cognitive-Constructivist approach as the basis of science philosophy instead of Newton, and prepared the geography curriculum according to this understanding. With the quantum learning approach, the student acquires geographical knowledge and gains the ability to evaluate any geographical visuals from different angles. Teaching geography with quantum learning can gain students ability to overcome problems, to think freely, to analyze events in depth, creativity and flexibility. It is difficult to predict precisely the objectives of the geography teaching program prepared according to the quantum paradigm, but probabilities can be determined by taking into consideration. This understanding requires that geographical event and problems be assessed according to the environment and circumstances in which they occur. The student should be brought to the position of the subject who produces and uses information from the state of the information loaded object. Students should gain critical thinking skills, scientific inquiry skills. Students should be encouraged to regularly meet and face real life problems and conflicting conditions. The learning environment should be made fun and the learning should be permanent. The aim of the study is to evaluate the effect of quantum learning on teaching geography. Using the descriptive scanning method in this study, the contributions of using quantum learning in geography teaching will be discussed after focusing on quantum learning.