Askeri darbe, bir ülkede silahlı kuvvetler mensuplarının silah zoru ile ülke yönetimine el koymasıdır. Çeşitli maksatlarla yapılsa da, günümüzde güçlü devletlerin başka ülkeler üzerinde amaçlarını gerçekleştirmek ve kendilerine bağlı yönetimler oluşturmak maksadıyla bu tür darbe girişimlere destek sağladıkları bilinmektedir. Bu kapsamda özellikle II. Dünya Savaşından sonra dünyada yüzlerce darbe veya darbe girişimi meydana gelmiştir. Benzer durum Türkiye için de geçerli olup demokrasiye geçiş yıllarından başlayarak seçilmiş yönetimi esas alan, bazıları başarılı olan birçok darbe girişimi ve müdahale meydana gelmiştir. Bunlardan sonuncusu olan 15 Temmuz 2016 darbesi sebep ve sonuçları itibarıyla daha önceki darbe girişimleriyle benzerlik ve farklılıklar taşımaktadır. Her şeyden önce devlet içerisine yıllarca sızmış, kendini gizlemeyi başarmış ve devlet imkânlarından yararlanarak sivil asker gözetmeksizin devletin silah ve teçhizatını kullanmaktan çekinmeyen bu girişimde, yüzlerce kişi hayatını kaybetmiş, binlerce insan yaralanmıştır. Darbe girişimi Türk Halkının, ordusunun ve güvenlik güçlerinin güçlü direnişiyle önlenmiş ve Türkiye büyük bir tehlike atlatmıştır. Darbeler demokratik düzene karşıdır. Sürekli demokrasiyi gündeme getiren bazı Batılı ülkelerin darbeyi kınama ve darbeye karşı çıkma yerine sanki darbenin başarısız olmasından rahatsızlık duyar gibi tavır almaları ise hayret verici olmuştur. Bu husus öncelikle üzerinde durulması gereken bir konu olarak karşımıza çıkmaktadır. Darbedeki asıl amaç Türkiye’yi güvensiz bir ülke olarak göstermek ve toplumda infial ve huzursuzluk yaratmaktı. Her ne kadar alınan tedbirlerle hafifletilse de bu girişim Türk Ekonomisine önemli oranda darbe vurmuş ve büyümesini geciktirmiştir. Diğer yandan darbe sonucu birçok alanda, özellikle de üç alanda kırılma yaşanmış ve güvensizlik oluşmuştur. Bunlardan birincisi ordunun kendi içinde kırılması ve güvensizlik, ikincisi ordu halk ilişkilerinde güvensizlik ve kırılma, diğeri ise dini kırılmalar ve güvensizliktir. Ülkeyi sosyo-ekonomik olarak etkileyen ve birçok alanda kırılmalar yaratan bu darbe girişiminin iyi analiz edilmesi ve geleceğe yönelik olarak tekrar etmemesi için bu sonuçlardan yararlanılması gerekmektedir.
A military coup is defined as the taking of the country's rule by force of arms by members of armed forces. Even though it may have distinct purposes, it is a given fact that today super-power countries support these types of coup attempts in order to fulfill theirs aims over other countries and create dependent governments easy to manipulate. In this context, the world has witnessed hundreds of coups and coup attempts in the course of the last century, especially in the aftermath of World War II. The same going for Turkey, starting from the years of transition to democracy, the country has been subject to numerous coup attempts and interventions targeting the elected governments, some of them being successful. The last one of those being the coup of July the 15th 2016, this last attempt has similarities and differences in terms of its causes and consequences when compared with the previous ones. First and foremost, hundreds of people have died and thousands have been injured under this coup that has been perpetrated by a group that succeeded in infiltrating governmental bodies for years and in hiding itself; not hesitating in using the state's weapons and equipment on civils and militaries without distinction. The coup attempt has been thwarted thanks to the strong resistance of the Turkish people, army and security forces and the country has averted a great disaster. Coups are against democracy. Western countries that continually bring forward democracy were expected to condemn and oppose it; however, it has been startling to see that in contrast, they put forward an attitude that supposes they were disappointed by the coup's failure. This is a point worth being dwelled on. The coup's main aim was to show Turkey as an unsafe country and to create civil indignation and unrest. Despite the measures that were taken to dampen the effects of this attempt, the latter has had a huge impact on Turkish economy and has led to a stall of its growth. On the other hand, there have been three areas of rupture and distrust that resulted from the coup. First, the army suffered an internal rupture and distrust; secondly, the relationship between the army and the people suffered a rupture and distrust; and lastly, there have been religious ruptures and distrusts. This coup attempt which has affected the country socio-economically and which has created fractions in many areas has to be meticulously analized and the results must be well drawn upon so to prevent it from happening again in the future.
By subscribing to E-Newsletter, you can get the latest news to your e-mail.