Modern Özbek Türkçesi; 19. yüzyılın ilk yarısından sonraki dönemlerden günümüze kadar olan süreçte, Özbekistan coğrafyasında kullanılan konuşma ve yazı dilidir. 1930’lu yılların başlangıç olarak kabul edildiği Yeni Özbek Türkçesinin tam olarak şekillenmeye başlanması Türkistan Hanlıklarının (Fergana Hanlığı, Hive Hanlığı, Buhara Hanlığı) Sovyet Rusya tarafından işgal edilmesiyle başlar. Türkistan’ın Sovyet Rusya tarafından işgali sonrasında başlayan milli birlik ve beraberlik fikri etrafında gelişen yazılı edebiyat ürünleri Yeni Özbek Türkçesinin başlangıcı kabul edilebilir. Karluk, Kıpçak ve Oğuz lehçelerinin karışımı olan Yeni Özbek Türkçesi için Eski ve Orta Türkçe devirleri alt taban, Farsça ve Rusça ise üst taban oluşturmaktadır. Özellikle Şura (Sovyet) devrinde baskı ve dayatmalar sonucu Rusça’dan çok sayıda kelime alan Yeni Özbek Türkçesi İkinci Dünya Savaşı yıllarında kesintiye uğramıştır. Fakat savaş sonrasında birikmiş acı, özlem, hasret ve benzeri duygu düşünceler dil ve edebiyata yansımıştır. Özbekistan’ın bağımsızlığıyla birlikte farklı bir sürece giren Yeni Özbek Türkçesi mensur ve manzum alanlardaki edebî ürünlerle gelişmesini devam ettirmektedir. Özellikle müstakillikten sonra şair ve yazarların üstündeki baskının kalkması dil ve edebiyat sahasında daha özgür düşüncelerin ve milli unsurların öne çıkmasına vesile olmuştur. Bu yazıda Modern Özbek Türkçesinin kapsamı, vasıfları, tarihi süreci, kuruluş safhaları ve sonrası devir, yazar ve dil açısından ele alınmıştır.
The Modern Uzbek Turkic is the spoken and written language used in the Uzbekistan since the first half of the 19th century to the present day. The beginning of the formation of the Uzbek Turkic, which is considered to have been in the 1930s, begun with the occupation of the Turkistan Khanates (Fergana Khanate, Khiva Khanate and the Bukhara Khanate) by Soviet Russia. The works of written literature that developed around the idea of unity and solidarity in the aftermath of the occupation of Turkestan by Soviet Russia may be regarded as the beginning of the New Uzbek Turkic. The New Uzbek Turkic, which is a mixture of the Karluk, Kipchak and Oghuz dialects, constitutes the Old and Middle Turkic (as a sub-base) and Persian and Russian (as the upper-base). Due to the oppression and impositions, particularly during the era of the (Soviet) Council, the New Uzbek Turkic, which had taken a great number of words from the Russian language, was interrupted by the Second World War. However, following the war, accrued pain, yearning, longing and other similar emotions and thoughts were reflected in language and literature. The New Uzbek Turkic, which underwent a different process with the independence of Uzbekistan, has been sustaining its progress with literary works written as prose or poem. The lifting of pressure on poets and writers, following the independence in particular, led to freer thoughts and national elements coming to the forefront in the field of language and literature. In this study, the scope, qualities, historical process and establishment phases of New Uzbek Turkic are discussed from the perspective of the author, the period and language.
By subscribing to E-Newsletter, you can get the latest news to your e-mail.